Onu görür görmez cazibesine kapılmıştım. Daha doğrusu büyülenmiştim. Gözlerinde karşı konulamaz bir şey vardı. O kadar duruydular ki sanki tamamen şeffaftılar. Duru mavi gözler genelde soğuk olarak bilinir ama onun gözleri öyle değildi. Onun gözleri su kadar berraktı. O kadar berraklardı ki mümkün olmayan bir şeye bakıyormuş gibi hissettim kendimi. Sanki tanıdık bir ruhtu ya da tam benim zevkime göre yaratılmıştı.
(Tanıtım Bülteninden)
Onu görür görmez cazibesine kapılmıştım. Daha doğrusu büyülenmiştim. Gözlerinde karşı konulamaz bir şey vardı. O kadar duruydular ki sanki tamamen şeffaftılar. Duru mavi gözler genelde soğuk olarak bilinir ama onun gözleri öyle değildi. Onun gözleri su kadar berraktı. O kadar berraklardı ki mümkün olmayan bir şeye bakıyormuş gibi hissettim kendimi. Sanki tanıdık bir ruhtu ya da tam benim zevkime göre yaratılmıştı.
(Tanıtım Bülteninden)
Sonunda bir seriyi daha bitirmiş bulunmaktayım. Serinin ilk kitabını beğenmiş, sonraki ikisinde olay diyebileceğim bir şey olmadığı ve BDSM konusunda aşırılıklara kaçtığı için hayal kırıklığına uğramıştım.
Serinin son kitabı da 2. ve 3. kitaplara benziyordu ama ilk kitap kadar zevk verdi bana. Bunda da en büyük etken Stephan'dır. Onun bölümlerini okumaktan gerçekten büyük bir zevk aldım.
James ise bildiğimiz James'ti.
Kitapta yine durumların hızlı bir şekilde geçiştirildiğini görüyoruz ama bu seferki geçişler beni pek rahatsız etmedi hatta kısa tutulmasını daha sevdim. Kitapta en çok son söz bölümünü sevdim.
http://illekitap.blogspot.com.tr/2015/06/rk-lilley-bay-harika-up-in-air-4.html
Uçuşta Serisi olarak bildiğimiz Up in the Air serisinin son kitabı Bay Harika geçtiğimiz günlerde raflarda yerini aldı. Serinin takipçisi olarak da bize okumak kaldı.
Okundu ve yorumlanıyor :))
Seri normalde 3. kitapta bitti ancak yazar R.K.Lilley dördüncü kitabı yazarak bize serinin erkek karakterleri James ve Stephan tarafından olayları anlattı..
Biliyorum...biliyorum... hepiniz kitabı sadece James tarafından anlatılıyor sanıyordunuz ama hayır... arada Stephan tarafından anlatılan bölümler de var.v
James'in geçmişine dokunuyor azıcık, Bianca ile tanışmalarına ve ona karşı olan duygularına dokunuyor ve sonrasında da üçüncü kitabı okuyan bilir, Bianca vuruluyordu işte o kısımları bir de James tarafından okuyoruz. Neler hissetti neler yaşadı diye.. bunların haricinde kitabın sonlarına doğru da evli mutlu çocuklu bir James ve Bianca görüyoruz :)
Kitapta Stephan tarafından anlatılan kısımlarda da Bianca ile olan geçmişleri anlatılıyor, sonrasında onun Javier ile olan ilişkilerine değiniyor. Yani anlayacağınız Stephan'ın da hayatına dokunuşlar yapıyoruz kitapta.
Ama size bir şey itiraf edeyim, Stephan'ı okurken hep... hani geçmişte telefonlarla konuşurken 'Ankara çık aradan' derlerdi ya... filmlerde falan öyle görürürüz hep... ha! işte bende Stephan'ı okurken hep Stephan çık aradan James istiyorum ben modundaydım :)
Son kitap tamamen mutlu son üzerine kurulu bir kitaptı. Zaten sonunu bildiğiniz bir kitap olmasına rağmen duygular yine çok güzeldi. Tabi biraz hızlı geçmiş olma modu vardı ama zaten bilindik olaylar da detaylı işlenemezdi bence.
Serinin takipçisi iseniz, bu kitabı da alın okuyun ve serinin diğer 3 kitabının arasına koyun. Ama seriyi daha önce okumadıysanız bence okumak için tam sırası... hazır bütün kitapları çıkmışken :)
Bir tür derleme olmuş. Stephan'ın gözünden de bazı olaylara bakış atılmış olması iyiydi.
Son kitapta olayları bu kez James anlatıyor.
Önce Bianca'nın babası tarafından vurulduktan sonra Stephan ile hastane de yattıkları bölüm ile başlıyor. James çaresiz ve tam dört gün doksan altı saat beş bin yedi yüz altmış dakika Bianca'nın uyanmasını beklemiştir. Sonra bir geçmiş bir günümüz şeklinde ilerliyor kitap.
Bianca'ı ilk görüşü, görür görmez büyülenmesi, aklının hep onda oluşu, kendini durduramaması. Daha ilk birlikteliklerinde Bianca'nın yazgısının belli olması gitmesine asla izin vermeyeceği, artık onun olduğunu anlaması bunları ondan okumak güzeldi. Aşık ve evlenmeye çok önceden karar veriyor. Hatta Stephan'a söyler ama Bianca hazır olmadığı için bekler.
Bianca ile Stephan'ın hastaneden çıkması, iyileşme süreci düğünleri, James'in adasında ki beş günlük balayı, evlilikleri boyunca süren karşılıklı kıskançlıklar, Bianca'nın çocuk istemesi için hazır olma süreci, hamilelik haberi, hamilelik süreci, bir oğlan iki kız çocukları ve bunların verdiği mutluluk James tarafından harika bir şekilde anlatılıyor.
Ayrıca Stephan'ın anlattığı bölümlerde var. Bianca ile ilişkisi, onun için her şeyi yapmaya hazır oluşu, iki kez onun için adam öldürmesi, geçmişleri, yaşadıkları zorluklar, hayatta kalma büyüme süreçleri, kendi geçmişi,Javier ile tanışması ilişkileri hepsini anlatıyor.
Danika ve Tristan ikilisi de var. Onların sıkı takipçisi olduğumdan onları okumak çok keyifliydi. Önce Tristan Danika'nın onun hayatını mahveden aynı adam olmadığını bilmesini ister. Altı yıllık ilişki, bitişi, ona vurması, tavırları bunları değiştirmek ister. Yolları ayrılmamıştır çünkü yolu Danika'dır. Hayatının geri kalanını ona yaptıklarını telafi etmeye çalışarak geçirmek ister ve bunu da başarır. Bianca ve James düğünlerin de kaçamak yapmak için kaçtıklarında onları da aynı şekilde görürler. Onlardan haberler kitap boyunca geliyor. Danika'nın babası ona asılarak ortaya çıkar. İkili iki evlat edinmiş.
Kitabın sonu ise kesinlikle en güzel yerdi. Tristan'ın oğulları James'in kızlarının peşinde tabi bu karşılıklı. James kızlarına otuz yaşına gelene kadar oğlanlar ile konuşma yasağı koyuyor ama tabi ki dinleyen yok. Onları böyle görmek keyifliydi.
Kitap bir oradan bir buradan derleme gibi olmuş. Son bölüm ise kitabın yıldızı.
Karton Cilt, Türkçe, 272 sayfa
Mayıs2015 tarihinde, Aspendos tarafından yayınlandı