Bu kentin bir zerresinde, o malum karanlıklar içinde her şeye rağmen güneşe göz kırpan tomurcuklar, ateş yürekliler vardı. Avuç avuç taşıyıp ışığı, gizlice yaydılar toprağın üstüne. İstanbulun sıcak toprağı onları koynunda taşıyıp büyütecek gücü kendinde hep buldu. Onları hep bekledi.
Daha önce bir romanı ve bir inceleme kitabını yayımladığımız Hatice Akdoğan, bu sefer 12 Eylülden sonraki günleri, İstanbulda mücadeleyi yeni koşullarda sürdürmeye çalışanları, ufacık gibi görünen ama geleceği hazırlayan devrimci emekleri anlatıyor. Yazarın sözleriyle; Bu kentin bir zerresinde, o malum karanlıklar içinde her şeye rağmen güneşe göz kırpan tomurcuklar, ateş yürekliler vardı. Avuç avuç taşıyıp ışığı, gizlice yaydılar toprağın üstüne. İstanbulun sıcak toprağı onları koynunda taşıyıp büyütecek gücü kendinde hep buldu. Onları hep bekledi. Şimdi geçmişte kalmış gibi görünen o günlerin anılarına dönmek, yaşanmışlıklara bir göz atmak yararlı olmaz mı?
Bu kentin bir zerresinde, o malum karanlıklar içinde her şeye rağmen güneşe göz kırpan tomurcuklar, ateş yürekliler vardı. Avuç avuç taşıyıp ışığı, gizlice yaydılar toprağın üstüne. İstanbulun sıcak toprağı onları koynunda taşıyıp büyütecek gücü kendinde hep buldu. Onları hep bekledi.
Daha önce bir romanı ve bir inceleme kitabını yayımladığımız Hatice Akdoğan, bu sefer 12 Eylülden sonraki günleri, İstanbulda mücadeleyi yeni koşullarda sürdürmeye çalışanları, ufacık gibi görünen ama geleceği hazırlayan devrimci emekleri anlatıyor. Yazarın sözleriyle; Bu kentin bir zerresinde, o malum karanlıklar içinde her şeye rağmen güneşe göz kırpan tomurcuklar, ateş yürekliler vardı. Avuç avuç taşıyıp ışığı, gizlice yaydılar toprağın üstüne. İstanbulun sıcak toprağı onları koynunda taşıyıp büyütecek gücü kendinde hep buldu. Onları hep bekledi. Şimdi geçmişte kalmış gibi görünen o günlerin anılarına dönmek, yaşanmışlıklara bir göz atmak yararlı olmaz mı?