Beklenen Peygamber

Bu kitapta, Efendimizin kişiliğinden ve güzel özelliklerinden bahsedilecek ve o seçkin zâtın yüce ahlâkı ve güzel yaşantısından örnekler anlatılmaya çalışılacaktır. Böylece akıllı insanlara Onu yeniden hatırlama; Onu gereği gibi bilip tanımayanlara da, Onu tanıma fırsatı doğacağını umuyoruz. Onun ışığı ve nuru ile, hayatını ışıklandırmak ve nurlandırmak isteyen her akıllı insan, bu yüce zâtın özelliklerini ve güzelliklerini tanımak ve Onun ahlâkını kendine örnek almak ister. Akıllı insanlar, cihana gelmiş ve büyük olarak tanınmış olan insanları bilmek ve tanımak ister. İşte bu tanımaya ve öğrenilip rehber alınmaya en lâyık insan, Seyyidüssadat ve Fahri kâinat olan bu yüce Peygamberimizdir. Zira Rabbimiz, Onu en yüce dereceye, makam ve mertebe sahibi olanların en üstünde bir makam ve mertebeye çıkarmıştır. ÖnsözResulün şehrini ziyaretimizin birinde Allah dostu, Nebî komşusu merhum Zekeriya el-Mürginani Efendi Hazretlerini ziyaret ederek elini öpmüştüm. Sohbet esansında Efendimiz?e olan sevgimi izhar ettiğimde, bu acize dönerek dedi ki Ahi! Sevgi fikirden zikre, sadırdan satıra aksederse daha güzel ve daha değerlidir. Fikrindeki o sevgiyi günde yüz kere okuyarak şu salavatı tekrar edip zikrederek göstermeye çalış. (Bana özel bir salavatı telkin ve tarif ederek, her gün yüz defa namazlardan sonra tekrar etmemi işaret buyurdu.) Sadırdaki muhabbeti satıra dökmek senin yapacağın bir gayretle inşaallah meydana gelecektir.İşte bu kitaptaki perişan satırlar bu işaret sonunda yazılıp derlenmeye başladı. Nebîyi anlatmak, Onu övmek kim ben kim. Mele-i âlâda övüleni arzda ki bir kıtmirin methe kalkması ne mümkün? Biz sözlerimizle Onu övmek değil O?nunla sözlerimize değer ve parlaklık kazandırmak istedik.Muhammedi (a.s.) övemem ben, Ancak Onunla sözüm kazanır beden.Ahmed-i Faruki es-Serhendi bir mektubunda Efendimizi anlatırken der ki: Muhammed Allahın Resulüdür. Âdemoğlunun efendisi, kıyamet gününde tabisi ve peşinde olanı en çok olandır. Allah katında öncekilerin ve sonrakilerin en değerlisi Odur. Kabirden ilk kalkacak O, ilk şefaat olunacak ve ilk şefaat yetkisi kendisine verilecek yine Odur. Cennetin kapısını ilk O tıklatacak, o kapı ilk olarak Ona açılacak ve Ondan önce hiç kimse cennete giremeyecektir. Kıyamet gününde Hamd isimli sancağı O taşıyacak Âdem dâhil diğer bütün nebiler o sancağın altında olacaklardır. O der ki: Biz sonra geldik ancak kıyamet gününde önde olacağız. Övünmeyerek diyorum ki: Ben habibullahım Elçilerin önünde bulananım Bununla övünmüyorum! Ben nebilerin sonuncusuyum yine övünmüyorum. Ben Abdullah?ın oğlu Muhammedim; Allah varlığı yarattı en hayırlılarının içinde beni yarattı. Gruplara ayırdı ben en hayırlı grupta oldum. Kabilelere taksim etti hayırlı kabilede bulundum. Hane ve ailelerin en hayırlısından çıktım. Haşirda ilk kalkan ben olacağım. Gruplar dizildiğinde, heyetler oluştuğunda ben önde bulunacağım. Herkesin sustuğunda ben konuşacağım. Engellendiklerinde, hapsolunduklarında şefaatçi benim. Ümitler tükendiğinde müjdeyi ben vereceğim. Kerem sancağı, kurtuluş anahtarları o gün bende olacak. Hamd sancağını ben taşıyacağım. Rabbim katında Âdemoğullarının en değerlisi benim Beyaz inciler gibi bin tane hizmetçi benim etrafımda dolanacak. Kıyamet gününde Nebilerin imamı ve hatibi ben olacağım. Şefaat yetkisi ve izni de bana verilecek. Ama tüm bunlarla övünmüyorum.Böyle bir nebisi olanlar elbette ümmetlerin en hayırlısıdır. En hayırlı ümmet olarak çıkarılma şerefini işte bundan dolayı kazanmışlardır. Onu sevmeyen ve yalanlayanlar ise Âdemoğlunun en şerli olanlarıdır. Ne bahtiyardır o kişi ki Onun sünnetine uyma şerefine ulaşmıştır! Onun getirdiği makbul şeriatı yaşam biçimi edinmiştir. Onun dininin tasdik ettiği küçük bir amel, kıyamet günü çok büyük ve değerli kabul edilecektir.O yüce nebi Âlemlerin Rabbinin sevgilisidir. Onu sevmek insanı mahbubiyet makamına ulaştırır. Ona uyanlar Rab tarafından sevilirler. Çünkü seven sevgilisinin şemail ve davranışından bir şeyi birinde görürse onu da sever. Allahın sevgisini kazanmanın o yüce nebiye uymaya bağlı olduğunu bizzat Rab Hazretleri kendisi ifade buyuruyor.İşte biz bu kırık dökük satırlarda böyle bir Nebiyi sevdiğimizi izhara çalıştık. Değersiz cümlelerimizi onunla ışıklandırmak istedik.

Bu kitapta, Efendimizin kişiliğinden ve güzel özelliklerinden bahsedilecek ve o seçkin zâtın yüce ahlâkı ve güzel yaşantısından örnekler anlatılmaya çalışılacaktır. Böylece akıllı insanlara Onu yeniden hatırlama; Onu gereği gibi bilip tanımayanlara da, Onu tanıma fırsatı doğacağını umuyoruz. Onun ışığı ve nuru ile, hayatını ışıklandırmak ve nurlandırmak isteyen her akıllı insan, bu yüce zâtın özelliklerini ve güzelliklerini tanımak ve Onun ahlâkını kendine örnek almak ister. Akıllı insanlar, cihana gelmiş ve büyük olarak tanınmış olan insanları bilmek ve tanımak ister. İşte bu tanımaya ve öğrenilip rehber alınmaya en lâyık insan, Seyyidüssadat ve Fahri kâinat olan bu yüce Peygamberimizdir. Zira Rabbimiz, Onu en yüce dereceye, makam ve mertebe sahibi olanların en üstünde bir makam ve mertebeye çıkarmıştır. ÖnsözResulün şehrini ziyaretimizin birinde Allah dostu, Nebî komşusu merhum Zekeriya el-Mürginani Efendi Hazretlerini ziyaret ederek elini öpmüştüm. Sohbet esansında Efendimiz?e olan sevgimi izhar ettiğimde, bu acize dönerek dedi ki Ahi! Sevgi fikirden zikre, sadırdan satıra aksederse daha güzel ve daha değerlidir. Fikrindeki o sevgiyi günde yüz kere okuyarak şu salavatı tekrar edip zikrederek göstermeye çalış. (Bana özel bir salavatı telkin ve tarif ederek, her gün yüz defa namazlardan sonra tekrar etmemi işaret buyurdu.) Sadırdaki muhabbeti satıra dökmek senin yapacağın bir gayretle inşaallah meydana gelecektir.İşte bu kitaptaki perişan satırlar bu işaret sonunda yazılıp d... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9752611079

Etiketler: islam

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski