Belki Varmış Belki Yokmuş

Modern zamanlar bir varmış bir yokmuş masalları yaratmıyor artık. Ama günümüzde masal, insanoğlunun muhteşem hayal gücünün sağlam metinleri olarak kendini yeniden üretiyor. Dünyanın sırrı kalmamışsa da, sözünki yerli yerinde. Bu kitapta tam on sekiz el var. Masalı yazan ya da resmini yapan eller. İbrahim Yıldırım, Can Göknil, Yekta Kopan, Fatma Tülin Öztürk, Sadık Yalsızuçanlar, Murat Cavit Mukaddes, Levent Şentürk, Yücel Balku, Ali Teoman, Ömer Ayhan, Tuncer Erdem, Levent Gönenç, Murat Gülsoy, Ayşegül Çelik, Emre Orhun, Sibel Kilimci, Ayfer Tunç... Yeniden, ilk defa yazılan masallar, masalsılar karşınızda... TADIMLIKBelki Varmış Belki YokmuşMaceraperest ruhlar ötesini merak edip denizleri, çölleri, dağları aşarken; kendi ocağının başında oturan kişi görmediğini görmüş gibi, olmayanı varmış gibi anlatıyordu: Bir varmış bir yokmuş... Belki var, belki yok anlamına da gelir bu söz. Öyle ya, dağın ardını görmemiş kişi anlatıyor, ya gerçekten varsa hayal gücünün kendisine varmış gibi gösterdiği? Kendi ocağının başında, kendi ağacının altında anlatan kişi pire berber, deve tellal iken derdi, ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken. Masalın kendine ait zamanının sonsuz çerçevesini çizerdi böylece: söz var olanı aşar, dedemin beşiğini sallayabilecek bir zamana giderim, istersem. Kendilerine ait yerlerde ve zamanlarda, oldukları yerde uzaklara giden kişilerin anlattıkları masallar büyüyüp genişlerken; insanoğlu denizleri aşıyor, çölleri geçiyor, yeni memleketlere varıyor; böylece masallar birbirleriyle karşılaşıyordu. (Acaba bir fısıltı kaplıyor muydu dünyayı, dilden dile geçen masallardan doğan?) Gün geldi, dünya avuçlarımızda tuttuğumuz bir küre oldu: sırsız, tümüyle keşfedilmiş, sarp dağları ve kızgın çölleri defalarca aşılmış. Modern zamanlar bir varmış bir yokmuş masalları yaratmıyor artık. Zümrüdüankanın kanadında hayal edebileceğimiz bir yeryüzü parçası yok. Ama günümüzde masal, insanoğlunun muhteşem hayal gücünün sağlam metinleri olarak kendini yeniden üretiyor. Dünya sırrı çözülmüş küre değilmiş gibi; geçmişten bize kalan hikâyeleri okurken insanoğlunun macerasına yine kendimizi kaptırdık. Dünyanın sırrı kalmamışsa da, sözünki yerli yerinde. Bu kitapta tam on sekiz el var. Masalı yazan ya da resmini yapan eller. Yeniden yazılan masallar, İlk defa yazılan masallar, Masalsılar, Uzandığı öncesizliği ve sonrasızlığı işaret eden masallar, Masalın içinden çıkan masallar,Yerüstünde geçeni suyun altına indiren masallar, Dündekini bugüne getiren masallar. Yarına masal bırakmak için. Ayfer Tunç

Modern zamanlar bir varmış bir yokmuş masalları yaratmıyor artık. Ama günümüzde masal, insanoğlunun muhteşem hayal gücünün sağlam metinleri olarak kendini yeniden üretiyor. Dünyanın sırrı kalmamışsa da, sözünki yerli yerinde. Bu kitapta tam on sekiz el var. Masalı yazan ya da resmini yapan eller. İbrahim Yıldırım, Can Göknil, Yekta Kopan, Fatma Tülin Öztürk, Sadık Yalsızuçanlar, Murat Cavit Mukaddes, Levent Şentürk, Yücel Balku, Ali Teoman, Ömer Ayhan, Tuncer Erdem, Levent Gönenç, Murat Gülsoy, Ayşegül Çelik, Emre Orhun, Sibel Kilimci, Ayfer Tunç... Yeniden, ilk defa yazılan masallar, masalsılar karşınızda... TADIMLIKBelki Varmış Belki YokmuşMaceraperest ruhlar ötesini merak edip denizleri, çölleri, dağları aşarken; kendi ocağının başında oturan kişi görmediğini görmüş gibi, olmayanı varmış gibi anlatıyordu: Bir varmış bir yokmuş... Belki var, belki yok anlamına da gelir bu söz. Öyle ya, dağın ardını görmemiş kişi anlatıyor, ya gerçekten varsa hayal gücünün kendisine varmış gibi gösterdiği? Kendi ocağının başında, kendi ağacının altında anlatan kişi pire berber, deve tellal iken derdi, ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken. Masalın kendine ait zamanının sonsuz çerçevesini çizerdi böylece: söz var olanı aşar, dedemin beşiğini sallayabilecek bir zamana giderim, istersem. Kendilerine ait yerlerde ve zamanlarda, oldukları yerde uzaklara giden kişilerin anlattıkları masallar büyüyüp genişlerken; insanoğlu denizleri aşıyor, çölleri geçiyor, yeni memleketlere varıyor; b... tümünü göster