1960larda deneme ve eleştiri yazılarıyla dikkatleri çeken Susan Sontag, giderek Amerikanın en önde gelen yazarlarından biri oldu. Felsefe, estetik, politika, eğitim ve feminizm konulu incelemeleri ve denemelerinin yanısıra öyküleri ve romanlarıyla da ün yapan bu usta yazarı, bir eleştirmen Amerikanın belki de en zeki kadını diye tanımlamıştı. Susan Sontagın en belirgin özellikleri, pek çok konuya birden el atması, kurallara başkaldırması, sürekli yenilik peşinde koşması, kolay çözümlerle yetinmemesidir. Ben, Vesaire adı altında topladığı bu öyküler, on beş yılı bulan uzunca bir süreç içinde yazılmıştır. Bu öykülerinde yazar, mekanik ve metalik bir dünyada varlığını sürdüren çağdaş insanı, kendine özgü kurgusu ve anlatımıyla ele alıyor.
1960larda deneme ve eleştiri yazılarıyla dikkatleri çeken Susan Sontag, giderek Amerikanın en önde gelen yazarlarından biri oldu. Felsefe, estetik, politika, eğitim ve feminizm konulu incelemeleri ve denemelerinin yanısıra öyküleri ve romanlarıyla da ün yapan bu usta yazarı, bir eleştirmen Amerikanın belki de en zeki kadını diye tanımlamıştı. Susan Sontagın en belirgin özellikleri, pek çok konuya birden el atması, kurallara başkaldırması, sürekli yenilik peşinde koşması, kolay çözümlerle yetinmemesidir. Ben, Vesaire adı altında topladığı bu öyküler, on beş yılı bulan uzunca bir süreç içinde yazılmıştır. Bu öykülerinde yazar, mekanik ve metalik bir dünyada varlığını sürdüren çağdaş insanı, kendine özgü kurgusu ve anlatımıyla ele alıyor.