Beni Sevdiğini Söyle / Erich Maria Remarque`den Mariene Dietrich`e Aşk Mektupları

Her ikisi de çok ünlüdür. Erich Maria Remarque (1898-1970) o yılın başında filme de çekilen dünyaca ünlü kitabı Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok un başarısının bulutları üzerinde yüzmektedir. Josef von Sternberg tarafından keşfedilen Marlene Dietrich (1901-1992) ise Mavi Melek filmiyle uluslararası sinema dünyasının kalbini fethetmiştir. Bu emsalsiz aşk hikayesi 1937nin 7 Eylül günü Venedikte Lido Otelin terasında başlar. Douglas Fairbank Jr.dan daha yeni ayrılmış olan Marlene, Remarque yanlarına geldiğinde rejisör Josef von Sternberg ile öğle yemeği yemektedir. Steinberg sessizce ortadan kaybolur. Sabahın ilk ışıklarına kadar sohbet ederler. Ve aralarında kolay tanımlanamayacak bir ilişki başlar. Ve bu ilişki ona en güzel, en özlem dolu, en hüzünlü mektupları borçlu olduğumuz bir drama dönüşür. Sevgiliye yazdığı mahrem mektuplarda daha önce hiç olmadığı kadar romancı olan Remarqueın kelimelerinin havai fişek ateşiyle aydınlanan bir aşk yaşanır uzun yıllar boyu.Bu mektuplar hayatın tek düzeliği içinde onaylanmamış aşk yeminleridir. Derin bir yalnızlığın sonucu, sadece Remarqueın özlemlerinde yatan bir alıcıya yazılmışlardır. Remarque bu mektupları aslında kendisine yazmıştır, adeta bir hülya ile kendi kendine konuşmalar gibi. Onların yürek buran, kırılgan melankolisinin sırrı da burada yatar. Herhangi bir yanıt istemezler ve beklemezler. Bu mektuplar Remarqueın şimdiye kadar bilinmeyen romanıdır sanki. İçerdikleri şiirsel büyü ve kelimeler yoluyla efsunlamaya olan inanca sıkı sıkı tutunuşlarıyla 20. Yüzyılın en son büyük aşk hikayesidir.

Her ikisi de çok ünlüdür. Erich Maria Remarque (1898-1970) o yılın başında filme de çekilen dünyaca ünlü kitabı Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok un başarısının bulutları üzerinde yüzmektedir. Josef von Sternberg tarafından keşfedilen Marlene Dietrich (1901-1992) ise Mavi Melek filmiyle uluslararası sinema dünyasının kalbini fethetmiştir. Bu emsalsiz aşk hikayesi 1937nin 7 Eylül günü Venedikte Lido Otelin terasında başlar. Douglas Fairbank Jr.dan daha yeni ayrılmış olan Marlene, Remarque yanlarına geldiğinde rejisör Josef von Sternberg ile öğle yemeği yemektedir. Steinberg sessizce ortadan kaybolur. Sabahın ilk ışıklarına kadar sohbet ederler. Ve aralarında kolay tanımlanamayacak bir ilişki başlar. Ve bu ilişki ona en güzel, en özlem dolu, en hüzünlü mektupları borçlu olduğumuz bir drama dönüşür. Sevgiliye yazdığı mahrem mektuplarda daha önce hiç olmadığı kadar romancı olan Remarqueın kelimelerinin havai fişek ateşiyle aydınlanan bir aşk yaşanır uzun yıllar boyu.Bu mektuplar hayatın tek düzeliği içinde onaylanmamış aşk yeminleridir. Derin bir yalnızlığın sonucu, sadece Remarqueın özlemlerinde yatan bir alıcıya yazılmışlardır. Remarque bu mektupları aslında kendisine yazmıştır, adeta bir hülya ile kendi kendine konuşmalar gibi. Onların yürek buran, kırılgan melankolisinin sırrı da burada yatar. Herhangi bir yanıt istemezler ve beklemezler. Bu mektuplar Remarqueın şimdiye kadar bilinmeyen romanıdır sanki. İçerdikleri şiirsel büyü ve kelimeler yoluyla efsunlamaya olan inanca sıkı... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
975844171X

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

karagozozlem
1 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski