1988 Nobel Edebiyat ödülü sahibi Mısırlı yazar Necip Mahfuz (1912-) romanlarında, hızlı ve sürekli bir değişim süreci içerisindeki devrim sonrası Mısır hakkında gözlem ve düşüncelerini dile getirmiştir.Mahfuz, Mısırda 1952de yaşanan askeri darbenin ardından şekillenen Orta Doğunun modern yaşamını, evrensel bir vizyonla ve zengin bir anlatımla aktarmayı başarmış bir yazardır.Bıldırcın ve Sonbaharda devrim sonrası temizlik döneminin kurbanlarından, yozlaşmış bir bürokratın ahlaki sorumluluğu, toplumdan soyutlanması ve siyasi çöküşü anlatılır.Romanın edebiyat dünyasına oldukça erken bir tarihte girdiği Mısırda romancılık, uzun yıllar Batıdaki örneklerin ve tarzın bir taklidinden öteye gitmemiştir. Necip Mahfuz bu anlamda Mısır toplumuna ve kültürüne has ilk özgün romanlara imzasını atmıştır. Romanlarında modern ve gerçekçi bir üslupla toplumsal, psikolojik ve psikanalitik çözümlemelere, iç monologlara yer veren ve böylece geleneksel kurgudan uzaklaşan tarzı göze çarpmaktadır.Edward Said, The London Review of Booksda roman hakkında şunları söylemiştir: Necip Mahfuz sadece bir Hugo ve Dickens değil Galsworth, Mann, Zola ve Jule Romaindir.
1988 Nobel Edebiyat ödülü sahibi Mısırlı yazar Necip Mahfuz (1912-) romanlarında, hızlı ve sürekli bir değişim süreci içerisindeki devrim sonrası Mısır hakkında gözlem ve düşüncelerini dile getirmiştir.Mahfuz, Mısırda 1952de yaşanan askeri darbenin ardından şekillenen Orta Doğunun modern yaşamını, evrensel bir vizyonla ve zengin bir anlatımla aktarmayı başarmış bir yazardır.Bıldırcın ve Sonbaharda devrim sonrası temizlik döneminin kurbanlarından, yozlaşmış bir bürokratın ahlaki sorumluluğu, toplumdan soyutlanması ve siyasi çöküşü anlatılır.Romanın edebiyat dünyasına oldukça erken bir tarihte girdiği Mısırda romancılık, uzun yıllar Batıdaki örneklerin ve tarzın bir taklidinden öteye gitmemiştir. Necip Mahfuz bu anlamda Mısır toplumuna ve kültürüne has ilk özgün romanlara imzasını atmıştır. Romanlarında modern ve gerçekçi bir üslupla toplumsal, psikolojik ve psikanalitik çözümlemelere, iç monologlara yer veren ve böylece geleneksel kurgudan uzaklaşan tarzı göze çarpmaktadır.Edward Said, The London Review of Booksda roman hakkında şunları söylemiştir: Necip Mahfuz sadece bir Hugo ve Dickens değil Galsworth, Mann, Zola ve Jule Romaindir.
Bu baskı ve yazım hataları Necib Mahfuz ' a büyük saygısızlık. Ayrıca okura da saygısızlık.