Felsefe, hiç değilse çağdaş anlamda, bilgi, varlık ve değer yargılarına ilişkin kavramsal sorunları irdeleme, açıklığa kavuşturma etkinliğidir. Bilim felsefesi de bu çerçevede bilimin amaç, yöntem ve kuramsal yapısını açıklamaya yönelik eleştirel ve çözümsel bir çalışmadır. Bu kitabı oluşturan deneme, bildiri ve tartışma yazıları, bilim felsefesinde değişik konuları işlemekle birlikte, ortak bir hedefe yöneliktir: Bilimsel düşünme yöntemine açıklık getirmek, bilimi metafizik ve astroloji türünden sözde bilimlerden ayıran temel ölçütleri belirlemek! Okuyucu hemen her yazıda kavramsal çözümleme, eleştirel yaklaşım ve özgür tartışmanın belirgin örneklerini bulacaktır. Aydınlığa dönük tutkuyu besleme ve genişletme bir uygarlık misyonu, kaçınamayacağımız bir görevdir. Yüzyıllarca medrese geleneğinin etkisinde felsefe ve bilime kapalı kalmış yerleşik tutumu kırmanın, kültür dünyamızı gerçek anlamda özgün düşün arayışlarına açmanın kolay olmadığını cumhuriyet tarihi deneyimlerimizden biliyoruz. Yine de bu gerçek, bizi umutsuzluğa değil, tam tersine daha bilinçli bir uğraş direncine yöneltmelidir.
Felsefe, hiç değilse çağdaş anlamda, bilgi, varlık ve değer yargılarına ilişkin kavramsal sorunları irdeleme, açıklığa kavuşturma etkinliğidir. Bilim felsefesi de bu çerçevede bilimin amaç, yöntem ve kuramsal yapısını açıklamaya yönelik eleştirel ve çözümsel bir çalışmadır. Bu kitabı oluşturan deneme, bildiri ve tartışma yazıları, bilim felsefesinde değişik konuları işlemekle birlikte, ortak bir hedefe yöneliktir: Bilimsel düşünme yöntemine açıklık getirmek, bilimi metafizik ve astroloji türünden sözde bilimlerden ayıran temel ölçütleri belirlemek! Okuyucu hemen her yazıda kavramsal çözümleme, eleştirel yaklaşım ve özgür tartışmanın belirgin örneklerini bulacaktır. Aydınlığa dönük tutkuyu besleme ve genişletme bir uygarlık misyonu, kaçınamayacağımız bir görevdir. Yüzyıllarca medrese geleneğinin etkisinde felsefe ve bilime kapalı kalmış yerleşik tutumu kırmanın, kültür dünyamızı gerçek anlamda özgün düşün arayışlarına açmanın kolay olmadığını cumhuriyet tarihi deneyimlerimizden biliyoruz. Yine de bu gerçek, bizi umutsuzluğa değil, tam tersine daha bilinçli bir uğraş direncine yöneltmelidir.