Masal budur işte! dedirten bir kitap...
M.E.B. 100 Temel Eser Listesinde yer alan, Tahir Alangunun Anadolu masallarından derlediği Billur Köşkteki masalların hepsini okumadıysak da, birini, üçünü, beşini mutlaka dinlemişizdir büyüklerimizden. Bir sultan, bir şehzade, neci olursa olsun bir genç vardır o masallarda. Büyük sorunlarla uğraşır, devlerle, perilerle boğuşur, sonunda ulaşır muradına. İstanbul Padişahının kızı, Yemen Padişahının oğluyla didişir, erkek gibi yetiştirilen sultan sonunda devlerin ilenciyle şehzade olur, Alicengiz oyununu öğrenen genç darı olur, kendisini yemek isteyen ustası tavuk olunca da bir sansara dönüşür alt eder onu, öyle sabırlıdır ki bir genç kız, sabır taşını bile çatlatır...
Birbirinden güzel on dört masalın yer aldığı kitabın sonunda, Alangunun bir açıklama yazısı ve masalda geçen kimi sözcüklerin açıklandığı Küçük Sözlük de yer alıyor.
******
Masal, toplumsal kültüre kaynaklık eden yaşam biçiminin durulaştırılıp cisimleştirildiği temel bir yazın türüdür. Masallarda toplumsal imgenin, toplumun yaşam biçimiyle olan özdeşliği ve ayrımı gizlidir. Bu metinlerde açığa çıkan şey ise toplumsal bilinçaltının baskıladığı kavram ve olguların doğaüstü bir biçime bürünmüş olarak yeniden üretilmesidir. Bu yüzden bilincimizin içinde şekillendiği kültürü daha yakından tanımanın bir yolu olarak edebiyatımıza sahiplenmenin masallarımıza kulak vermekten geçtiği söylenebilir. Tahir Alangunun Billur Köşk Masalları adlı derlemesi içinde ülkemizin de yer aldığı geniş bir coğrafi bölgede yeşeren kültürlerin yalın görünüşlerini sunuyor bize. Billur Köşk Masalları çocukluğumuzu süsleyen büyülü dünyalara görkemli bir yolculuk.Tahir Alangu ne edebiyat tarihinin küflenmiş dünyasına hapseder kendini, ne de yaşadığı günlerin moda görüşlerine. Geçmişe bugünden bakmaya, edebiyatı çok yönlü, önyargısız bir tutumla kavramaya çalışır hep.Atilla ÖzkırımlıGünlerden bir gün, kadının hırsız olan kocası taşraya gidecekmiş; karısına bir tepsi börek yaptırmış. Ama kadın böreğin yarısını keser, saklar; yarısını da yolda yemesi için kocasının heybesine koyar. Kadın hırsız olan kocasını bahçe kapısından yolcu ederken, yankesici kocası da sokak kapısını çalar. Etekleri dolaşarak yetişir, kapıyı açar; bu kocası da taşraya gideceğini söyler. Kadın sakladığı yarım tepsi böreği de yankesicinin heybesine kor; o da sırtlar, çıkar yola...
******
Masal budur işte! dedirten bir kitap...
M.E.B. 100 Temel Eser Listesinde yer alan, Tahir Alangunun Anadolu masallarından derlediği Billur Köşkteki masalların hepsini okumadıysak da, birini, üçünü, beşini mutlaka dinlemişizdir büyüklerimizden. Bir sultan, bir şehzade, neci olursa olsun bir genç vardır o masallarda. Büyük sorunlarla uğraşır, devlerle, perilerle boğuşur, sonunda ulaşır muradına. İstanbul Padişahının kızı, Yemen Padişahının oğluyla didişir, erkek gibi yetiştirilen sultan sonunda devlerin ilenciyle şehzade olur, Alicengiz oyununu öğrenen genç darı olur, kendisini yemek isteyen ustası tavuk olunca da bir sansara dönüşür alt eder onu, öyle sabırlıdır ki bir genç kız, sabır taşını bile çatlatır...
Birbirinden güzel on dört masalın yer aldığı kitabın sonunda, Alangunun bir açıklama yazısı ve masalda geçen kimi sözcüklerin açıklandığı Küçük Sözlük de yer alıyor.
******
Masal, toplumsal kültüre kaynaklık eden yaşam biçiminin durulaştırılıp cisimleştirildiği temel bir yazın türüdür. Masallarda toplumsal imgenin, toplumun yaşam biçimiyle olan özdeşliği ve ayrımı gizlidir. Bu metinlerde açığa çıkan şey ise toplumsal bilinçaltının baskıladığı kavram ve olguların doğaüstü bir biçime bürünmüş olarak yeniden üretilmesidir. Bu yüzden bilincimizin içinde şekillendiği kültürü daha yakından tanımanın bir yolu olarak edebiyatımıza sahiplenmenin masallarımıza kulak vermekten geçtiği söylenebilir. Tahir Alangunun Billur Köşk Masalları adlı derlemesi içinde ülkemizin de yer ... tümünü göster
400 sayfa