Şu birkaç sene içinde ne kıymetli adamlar kaybettik: Cenab, Nazif, Âkif, Hâmid, Hâşim ile Celâl Sâhir de Nazif ile Cenab arasına girebilir. İki evvelkiler sonrakilerle kıyası edilemezse de yine birer şahsiyetti. Fakat Hâmid ile Âkifin bıraktığı boşluğu doldurmak için asırlar gerektir. İnsan yaşadıkça hâfızası bir makber-i ahbab, müfekkiresi bir sicill-i azab oluyor.Bunun sebebini ve sevdiklerimizin, tanıdıklarımızın ölümünden duyduğumuz acının menşelerini mektubunuzda pek güzel izah etmiş olduğunuzdan ben de artık bu bahse nihayet veriyorum. (18 Nisan 1937 tarihli mektuptan) Bu kitap, II. Meşrutiyet ve Mütareke dönemlerinin renkli simalarından Ali İlmî Fâninin, 1926-1948 yılları arasında gurbetten, yine bir gurbetzede olan Rıza Tevfike gönderdiği kültür ve edebiyat tarihimizle ilgili elli mektuptan meydana gelmektedir.
Şu birkaç sene içinde ne kıymetli adamlar kaybettik: Cenab, Nazif, Âkif, Hâmid, Hâşim ile Celâl Sâhir de Nazif ile Cenab arasına girebilir. İki evvelkiler sonrakilerle kıyası edilemezse de yine birer şahsiyetti. Fakat Hâmid ile Âkifin bıraktığı boşluğu doldurmak için asırlar gerektir. İnsan yaşadıkça hâfızası bir makber-i ahbab, müfekkiresi bir sicill-i azab oluyor.Bunun sebebini ve sevdiklerimizin, tanıdıklarımızın ölümünden duyduğumuz acının menşelerini mektubunuzda pek güzel izah etmiş olduğunuzdan ben de artık bu bahse nihayet veriyorum. (18 Nisan 1937 tarihli mektuptan) Bu kitap, II. Meşrutiyet ve Mütareke dönemlerinin renkli simalarından Ali İlmî Fâninin, 1926-1948 yılları arasında gurbetten, yine bir gurbetzede olan Rıza Tevfike gönderdiği kültür ve edebiyat tarihimizle ilgili elli mektuptan meydana gelmektedir.