Aşk, cesaret, tutku ve inancın kitabı.
İskoçya odaklı eserleriyle tanınan Paula Quinn, Aşk ve Cesaret serisinin ikinci kitabında, daha önce Davina ve Rob’un hikâyesiyle tanıdığımız Tristan MacGregor’un benzersiz öyküsünü sizlere aktarıyor.
Çok sevdiği bir adamın ölümü ardından yolunu kaybeden ve çapkınlığıyla nam salmış Tristan’ın, düşmanlarına karşı verdiği erdemli mücadele, kendini arayışı ve içine düştüğü yasak aşkın
heyecan dolu öyküsü sizleri bekliyor.
"İskoç aşk romanlarının en iyi örneği! Paula Quinn sizi
romantik ve şehvetli bu roman ile Highlands'in kalbini elinizden bırakamayacağınız yumuşak, tutkulu bir romantizmle yakalıyor."
-Monica McCarty, New York Times çoksatan yazarı
Aşk, cesaret, tutku ve inancın kitabı.
İskoçya odaklı eserleriyle tanınan Paula Quinn, Aşk ve Cesaret serisinin ikinci kitabında, daha önce Davina ve Rob’un hikâyesiyle tanıdığımız Tristan MacGregor’un benzersiz öyküsünü sizlere aktarıyor.
Çok sevdiği bir adamın ölümü ardından yolunu kaybeden ve çapkınlığıyla nam salmış Tristan’ın, düşmanlarına karşı verdiği erdemli mücadele, kendini arayışı ve içine düştüğü yasak aşkın
heyecan dolu öyküsü sizleri bekliyor.
"İskoç aşk romanlarının en iyi örneği! Paula Quinn sizi
romantik ve şehvetli bu roman ile Highlands'in kalbini elinizden bırakamayacağınız yumuşak, tutkulu bir romantizmle yakalıyor."
-Monica McCarty, New York Times çoksatan yazarı
yorum için: https://illekitap.blogspot.com/2022/01/paula-quinn-bir-arzunun-guncesi.html
Isobel bakışlarını çevirdi. "Ne tür bir Highlandlı içkisini tutamaz ki?"
"Aklını keskin tutmayı tercih eden türden."
"Ama yine de," diye ona dönerek kendi keskin gülümsemesini, adama aptal biriyle oturmadığını hatırlatmak için gönderdi, "Solmuş bir çiçek kadar donuk şekilde oturuyorsun."
"Bunun bir önemi olmalı değil mi?" Gözlerini kapatarak kafasını bir kere geriye doğru yasladı. "Sağduyumu, sadece senin için feda edebilirim."
* * * * *
"Onu seviyor musun?"
"Onu... Onu sevmek istemedim," diye cevapladı Tristan, bakışlarını kızın yüzünden kardeşine çevirerek. "Ama seviyorum."
Cam'in tebessümü o kadar ufaktı ki Tristan hayal ettiğini düşünmüştü. "Neden onu sevmek istemedin? Fergusson olduğu için mi?"
Tristan başını iki yana salladı. "Korktuğum için."
"Öyle mi?" Cam'in tebessümü alaycı değil nazikti. "İnanmam."
"Sevdiğim son insan benden alınmıştı. "İkinci bir seferden sağ çıkabilir miyim bilmiyorum."
* * * * *
"Eğer bir MacGregor ordusunun benden hoşlanması için onlara gülümsemem gerekiyorsa, bunu yapacağım. Seni seviyorum ve her zaman mutlu olmanı istiyorum."
Tristan'ın gülümsemesi, yavaşça ayılırken uçsuz bucaksız, bulutsuz bir gökyüzü kadar büyüleyici bir hale geldi. Onu duyabilecek en yakınındaki adama dönüp, "Bunu duydun mu?" dedi.
"Duydum," diye cevapladı babası ama Tristan çoktan Isobel'e dönmüştü.
"Beni seviyor."
"Çok mu şaşırdın?" Isobel, dudaklarına doğru hafifçe kahkaha attı.
"Evet, şaşırdım çünkü, sen inançlarına sıkıca bağlısın kızım. Sana dair beni ilk heyecanlandıran ama sonrasında korkutan şey buydu. Benden her zaman nefret edeceğini düşündüğüm günler oldu."
"Ama vazgeçmedin." Isobel kendininkilere yakın olan dudaklarını öperken, onu hayal edebildiğinden bile daha fazla seviyordu. "Sana kötü davrandığım zamanlarda bile vazgeçmedin."
"Nasıl vazgeçebilirdim? Kalbimden ve hayatımdan vazgeçmek olurdu. Çünkü ikisi de senin."
Karton Cilt, 344 sayfa
epsilon tarafından yayınlandı