Türk şiirinin en önemli ustalarından Ece Ayhanın son kitabı Bir Şiirin Bakır Çağı, bir başka sıkı saldırı, bir başka sıkı kitap... Ece Ayhan, kendi deyişiyle dipyazılarını topladığı bu son kitabında; İkinci Yeni, Türk Resmi,Yahya Kemal, Nâzım Hikmet, Sait Faik, Tarih Toplum ve Kültür üzerine uzun uzun düşünüp o bildik diliyle yazarken, kötülük toplumunun karşısında ayağa kalkıyor. Ne adına diye soranlara: Tarihe bakarsanız anlarsınız! ya da kitabın Niçin Yazıyorsunuz? başlıklı açılış yazısı TADIMLIKNiçin Yazıyorsunuz? İki şey adına ve için yazdığımı söyleyebilirim. Dediklerim oturur ya da oturmaz bu benim kestiremeyeceğim bir şeydir. Ama benden söylemesi.Kimbilir, belki de, yerimi (hakkımı) aramak uğruna çiziktiriyorum. Issız bir uçta ve kendi kendine bir şeyleri yoklamak anlayacağınız. (Efendi efendi ayakta durmaya çabalarken, bak bu bir budak da ne oluyor?)Sonra bakın, inanılmaz bu pusu aşkına elime mürekkep almış da olabilirim. İnsan kısmısı, hele aşiretlerden boşalan Anadoluda, üç-beş günlük bir pusu düşünebilir düşünürse. Yürürlüğe salınmış olan algı ortalaması, ideoloji ancak bu kadarına izin verebilir. Oysa ve ama otuz yıllık ya da bir ömür boyu yatan bir pusu, bir süreç nedense hiç tasarlanmaz. (Evet, aşağı yukarı bütün Doğuda süreç yoktur. Nasıl Çılgın Aşk, Roman, Portre, Ara Kurumlar, Bireysellik, İnsan Hakları, Belediyelikler... pek yoksa.)İşte böylesi bir olmazın, ham hayalin arkasındayım ben; peşinde!(1987)
Türk şiirinin en önemli ustalarından Ece Ayhanın son kitabı Bir Şiirin Bakır Çağı, bir başka sıkı saldırı, bir başka sıkı kitap... Ece Ayhan, kendi deyişiyle dipyazılarını topladığı bu son kitabında; İkinci Yeni, Türk Resmi,Yahya Kemal, Nâzım Hikmet, Sait Faik, Tarih Toplum ve Kültür üzerine uzun uzun düşünüp o bildik diliyle yazarken, kötülük toplumunun karşısında ayağa kalkıyor. Ne adına diye soranlara: Tarihe bakarsanız anlarsınız! ya da kitabın Niçin Yazıyorsunuz? başlıklı açılış yazısı TADIMLIKNiçin Yazıyorsunuz? İki şey adına ve için yazdığımı söyleyebilirim. Dediklerim oturur ya da oturmaz bu benim kestiremeyeceğim bir şeydir. Ama benden söylemesi.Kimbilir, belki de, yerimi (hakkımı) aramak uğruna çiziktiriyorum. Issız bir uçta ve kendi kendine bir şeyleri yoklamak anlayacağınız. (Efendi efendi ayakta durmaya çabalarken, bak bu bir budak da ne oluyor?)Sonra bakın, inanılmaz bu pusu aşkına elime mürekkep almış da olabilirim. İnsan kısmısı, hele aşiretlerden boşalan Anadoluda, üç-beş günlük bir pusu düşünebilir düşünürse. Yürürlüğe salınmış olan algı ortalaması, ideoloji ancak bu kadarına izin verebilir. Oysa ve ama otuz yıllık ya da bir ömür boyu yatan bir pusu, bir süreç nedense hiç tasarlanmaz. (Evet, aşağı yukarı bütün Doğuda süreç yoktur. Nasıl Çılgın Aşk, Roman, Portre, Ara Kurumlar, Bireysellik, İnsan Hakları, Belediyelikler... pek yoksa.)İşte böylesi bir olmazın, ham hayalin arkasındayım ben; peşinde!(1987)