Elinizdeki kitap II. Meşrutiyette Osmanlı parlamentosunda görev yapan bir mebusun, Mekke mebusu Abdullah b. el-Hüseyinin (1882-1951) hatıralarıdır. Yazar aynı zamanda Osmanlı Devletinin Mekke Emiri olan ve 1916da Osmanlı Devletine isyan eden Şerif Hüseyinin oğludur. Abdullah 1921-1923 arasında İngiliz mandası altındaki Filistinin bir parçası, 1923ten sonra da bağımsız bir emirlik olan Doğu Ürdünün emiri ve nihayet 1946dan sonra tam bağımsız olan Ürdünün kralı olmuştur. Kral Abdullah anılarında çocukluğundan itibaren yaşadıklarını ana hatlarıyla aktarmaktadır. Hicaz ve İstanbuldaki çocukluk yılları, babası Şerif Hüseyinin Mekke emirliği ve kendisinin Osmanlı Meclis-i Mebusanındaki Mekke mebusluğu, Asîrde Osmanlı Devletine isyan eden Seyyid İdrisîyi bastırmaya yönelik askerî harekât, 1916daki büyük Arap İsyanı, Haşimî-Vehhâbî mücadelesi ve Ürdün Devletinin doğuşu, bu hatıratın ana başlıklarından bazıları. Türk kamuoyunda zaman zaman dile getirilen, Arapların Türkleri arkadan vurduğu suçlamasının eğer bir gerçeklik payı varsa, bu suçlamaya muhatap olabilecek kimselerin, Kral Abdullahın mensubu bulunduğu Haşimî ailesi olduğunda şüphe yoktur. Haşimî ailesinin İngilizlerle işbirliği yapması aslında sadece Türklerin değil, birçok Arabın da tepkisini çekmiştir. 1916 İsyanı esnasında bir Arabın Abdullaha kızıl suratlı Lawrenceın kendi yanlarında ne işinin olduğunu sorması, bazı Arapların İngilizlerle yakın temasa duyduğu öfkeyi yansıtır. Kral Abdullahın 1951 yılında bir Filistinlinin suikastı neticesinde can vermesi de kaderin garip bir tecellisidir.Şerif Hüseyin ve Ali, Abdullah, Faysal ve Zeyd başta olmak üzere oğulları Osmanlı Devletine başkaldırmış ve Arap Yarımadasında Osmanlı sonrası meydana gelen oluşumlarda başat olmasa da önemli roller oynamışlardır. Bağımsız ve birleşik bir Arap devleti kurma iddiası ile ortaya çıkılmasına rağmen, neticede Osmanlı-Arap coğrafyası Batılı devletlerin hakimiyeti altına girmiş, üstelik çok sayıda küçük devletin ortaya çıkmasıyla daha önceden var olan birlik de yitirilmiştir.Kral Abdullahın hatıralarında, beklentilerin çok uzağında kalan bu şekilde bir neticenin gerçekleşmesinden sonra, sözkonusu isyana katılmaktan dolayı pişmanlığını dile getirmesi manidardır. Yazarın ayrıca, bir yandan Hicazdaki bazı kararları nedeniyle babasını; bir yandan da bağımsız ve birleşik bir Arap devleti kurma hedefi varken Suriyeye kral olma uğruna Londra ve Pariste kulis yapan kardeşi Faysalı eleştirmesi de dikkat çekicidir.Kral Abdullahın en önemli özelliği, 1916 İsyanının hazırlanması ve yürütülmesi konusunda babası ile İngilizlerin temasını sağlayan kimse olmasıdır. Elinizdeki kitap bu konuya belli ölçülerde ışık tutmaktadır. Kitap ayrıca İngilizlerin, Osmanlının Arap vilayetlerinden uzaklaştırılma planının yürürlüğe konmasında ve Haşimî ailesinin Hicaz, Suriye ve Irak gibi bölgelerdeki idarî pozisyonları elde etmesindeki katkılarına dair önemli ipuçları sunmaktadır. Kitap Türk-Arap ilişkilerinin Osmanlının son dönemi ve sonrasında izlediği seyir konusunda da önemli açılımlar getirmektedir. En azından 1916 Arap İsyanını, bu isyanın başaktörlerinin bakış açısıyla yansıtması açısından önemlidir. Böylece okuyucu, isyanın temellendirilmesinde sözkonusu olan argümanların, meselenin tarafı olan Araplarca nasıl ortaya konulduğunu görme fırsatı yakalamaktadır. 1916 Ayaklanması, bir taraftan Arap ve Müslüman kamuoyu nezdinde İttihatçı yönetimin gayriislâmî uygulamaları gerekçe gösterilerek meşrulaştırılmaya çalışılırken diğer taraftan İngilizlerle gizli pazarlıklar sürdürülerek siyasî kazanım hesapları yapılmak suretiyle kendi içinde tezatlar taşıyan bir karaktere sahip olmuştur. Dinî ve milliyetçi temellendirmelerin kullanıldığı bu argümanların ne kadar ikna edici olduğu okuyucu tarafından takdir edilecektir. Ayrıca eser, bölgenin şekillenmesinde yabancı müdahalelerin rolü konusunda günümüz açısından da önemli ipuçları sunmaktadır. Zaten Arap Gözüyle Osmanlı dizisinin amacı da tarihî problemleri kaşımak suretiyle aktüel nefretler ihdas etmek değil, tarafların bakış açılarını ortaya koymak suretiyle bu problemlerin akl-ı selimle ve çok yönlü olarak değerlendirilmesine ve Türk-Arap ilişkilerinin daha sağlıklı bir zemine oturtulmasına katkıda bulunmaktır.Bu kitap yayına hazırlanırken tarafımızdan bazı açıklayıcı notlar konulmuş ve okumayı kolaylaştırmak için kitap, bölümlere ayrılmıştır. Kitapta geçen hadislerin kaynağı ise mütercim tarafından gösterilmiştir. Ayrıca, kitabın aslındaki fotoğraflar yeterince kaliteli olmadığı için, başka kaynaklardan temin edilen görsel malzemenin kullanılması tercih edilmiştir. Suat Mertoğlu
Elinizdeki kitap II. Meşrutiyette Osmanlı parlamentosunda görev yapan bir mebusun, Mekke mebusu Abdullah b. el-Hüseyinin (1882-1951) hatıralarıdır. Yazar aynı zamanda Osmanlı Devletinin Mekke Emiri olan ve 1916da Osmanlı Devletine isyan eden Şerif Hüseyinin oğludur. Abdullah 1921-1923 arasında İngiliz mandası altındaki Filistinin bir parçası, 1923ten sonra da bağımsız bir emirlik olan Doğu Ürdünün emiri ve nihayet 1946dan sonra tam bağımsız olan Ürdünün kralı olmuştur. Kral Abdullah anılarında çocukluğundan itibaren yaşadıklarını ana hatlarıyla aktarmaktadır. Hicaz ve İstanbuldaki çocukluk yılları, babası Şerif Hüseyinin Mekke emirliği ve kendisinin Osmanlı Meclis-i Mebusanındaki Mekke mebusluğu, Asîrde Osmanlı Devletine isyan eden Seyyid İdrisîyi bastırmaya yönelik askerî harekât, 1916daki büyük Arap İsyanı, Haşimî-Vehhâbî mücadelesi ve Ürdün Devletinin doğuşu, bu hatıratın ana başlıklarından bazıları. Türk kamuoyunda zaman zaman dile getirilen, Arapların Türkleri arkadan vurduğu suçlamasının eğer bir gerçeklik payı varsa, bu suçlamaya muhatap olabilecek kimselerin, Kral Abdullahın mensubu bulunduğu Haşimî ailesi olduğunda şüphe yoktur. Haşimî ailesinin İngilizlerle işbirliği yapması aslında sadece Türklerin değil, birçok Arabın da tepkisini çekmiştir. 1916 İsyanı esnasında bir Arabın Abdullaha kızıl suratlı Lawrenceın kendi yanlarında ne işinin olduğunu sorması, bazı Arapların İngilizlerle yakın temasa duyduğu öfkeyi yansıtır. Kral Abdullahın 1951 yılında bir Filistinlinin ... tümünü göster
Karton Cilt, 245 sayfa
Mart2006 tarihinde, Klasik Yayınevi tarafından yayınlandı