Bize kendi hayat hikayesinden söz eden biriyle karsilasinca sasirmiyoruz. Herkesin bir hikayesi oldugu öylesine tanidik ki bize sasirmamiz için bir neden yok. Üzerinde düsünmeye deger bulmadigimiz bir kavram bu; ilgi çekici bile degil. Randall, iste bu beylik egretilemenin üzerine bir büyüteç tutarak oyunu bozuyor. Roman/hikaye karakterlerinin psikolojik tahlillere konu edilmesine alisigiz; ama Randall bu aliskanligi tersyüz edip gerçek karakterleri edebiyatin kurmaca dünyasina sokuyor.Hayatin içinden gerçekten ardimiz sira bizi izleyen, basina buyruk, bizden bagimsiz bir hikayemiz yok. Eger bir hikayemiz varsa, sadece biz var oldugunu söyledigimiz için var. Onu biz var ediyoruz. Neden yapiyoruz bunu, bir hikayeyi yasamakta oldugumuzu veya düpedüz bir hikaye oldugumuzu düsünmek ne isimize yariyor?Randall, bu basit görünüslü sorunun pesine takilarak çok sayida disiplinin kalem oynattigi engin bir düsünce zeminine adim atiyor; psikolojiden sosyolojiye, tarih, antropoloji, edebiyat, egitim, teoloji, felsefe, tarih felsefesi ve etikten estetige kadar. Kendimizi yaratma süreciyle hikayemizin iliskisi nedir? Bu hikaye neye benzer? Tek bir hikaye midir, içinde bize hangi rol düser? Bu hikayeyi anlatmayi neden isteriz? Ve en önemlisi, bu hikayenin yazari biz miyiz? Onu degistirme, yeniden yazma sansimiz var mi?
Bize kendi hayat hikayesinden söz eden biriyle karsilasinca sasirmiyoruz. Herkesin bir hikayesi oldugu öylesine tanidik ki bize sasirmamiz için bir neden yok. Üzerinde düsünmeye deger bulmadigimiz bir kavram bu; ilgi çekici bile degil. Randall, iste bu beylik egretilemenin üzerine bir büyüteç tutarak oyunu bozuyor. Roman/hikaye karakterlerinin psikolojik tahlillere konu edilmesine alisigiz; ama Randall bu aliskanligi tersyüz edip gerçek karakterleri edebiyatin kurmaca dünyasina sokuyor.Hayatin içinden gerçekten ardimiz sira bizi izleyen, basina buyruk, bizden bagimsiz bir hikayemiz yok. Eger bir hikayemiz varsa, sadece biz var oldugunu söyledigimiz için var. Onu biz var ediyoruz. Neden yapiyoruz bunu, bir hikayeyi yasamakta oldugumuzu veya düpedüz bir hikaye oldugumuzu düsünmek ne isimize yariyor?Randall, bu basit görünüslü sorunun pesine takilarak çok sayida disiplinin kalem oynattigi engin bir düsünce zeminine adim atiyor; psikolojiden sosyolojiye, tarih, antropoloji, edebiyat, egitim, teoloji, felsefe, tarih felsefesi ve etikten estetige kadar. Kendimizi yaratma süreciyle hikayemizin iliskisi nedir? Bu hikaye neye benzer? Tek bir hikaye midir, içinde bize hangi rol düser? Bu hikayeyi anlatmayi neden isteriz? Ve en önemlisi, bu hikayenin yazari biz miyiz? Onu degistirme, yeniden yazma sansimiz var mi?
Hikaye hayatın neresinde... Neden bazı doğaçlama hallerimizde güzel hikayeler anlatırız da bizden hikayemizi anlatmamız istenince tökezleriz. cevabı hayatın gizemli hikaye anlatıcılarında yani bizlerde. Tarih boyunca hikayenin ve kurgunun, kurmacanın izini süren William Randall büyük bir iş yapmış tavsiyem edebiyat bilimcilerine...
367 sayfa