"Belki benim devrimdeki çocuklar pek çok şeyden mahrumdular, ama evde hareket edebilecekleri genişlikte sahaları vardı. O devrin en fakir evinde bile bugünkü apartman dairelerinde olduğundan daha çok yer vardı. Sonra sokakları vardı çocukların. İstanbul'da çocuk, çeteleri çoğunlukla oğlan, çoğu kere mahallelerinin sınırlarını geçer saatlerce görünmezlerdi. Çoğu kere iki dış mahallenin sınırında ırklar birbirine karışırdı ve çocukların Rumca, Türkçe, İbranice, Ermenice karışımı bir Esperanto konuştuklarını duyardın...Ne olursa olsun o devrin İstanbul'unda çocuklar bugünün çocuklarından daha mutluydular. Hakikaten, bütün o ihtiyarlara ne oldu. Evlerde nineler, dedeler, teyzeler görürdün. Hastalandığında sana bir bardak su verecek insanın olurdu. Şimdi ihtiyarlar ihtiyarlarla yaşlılar evinde, gençler gençlerle futbol sahasında ve diskotekte, çocuklar çocuk yuvasında, bebekler ana okulunda ve yetişkinler kadınıyla erkeğiyle işte..."
"Belki benim devrimdeki çocuklar pek çok şeyden mahrumdular, ama evde hareket edebilecekleri genişlikte sahaları vardı. O devrin en fakir evinde bile bugünkü apartman dairelerinde olduğundan daha çok yer vardı. Sonra sokakları vardı çocukların. İstanbul'da çocuk, çeteleri çoğunlukla oğlan, çoğu kere mahallelerinin sınırlarını geçer saatlerce görünmezlerdi. Çoğu kere iki dış mahallenin sınırında ırklar birbirine karışırdı ve çocukların Rumca, Türkçe, İbranice, Ermenice karışımı bir Esperanto konuştuklarını duyardın...Ne olursa olsun o devrin İstanbul'unda çocuklar bugünün çocuklarından daha mutluydular. Hakikaten, bütün o ihtiyarlara ne oldu. Evlerde nineler, dedeler, teyzeler görürdün. Hastalandığında sana bir bardak su verecek insanın olurdu. Şimdi ihtiyarlar ihtiyarlarla yaşlılar evinde, gençler gençlerle futbol sahasında ve diskotekte, çocuklar çocuk yuvasında, bebekler ana okulunda ve yetişkinler kadınıyla erkeğiyle işte..."