Gilman, muhteşem kadın ütopyası Kadınlar Ülkesi'nin ardından bu kez bir distopya kaleme alıyor: Bizim Ülkemiz. Bu kitapta öykü, kadınların anlamlı farklar yaratabileceği gerçek dünyaya taşınmıştır. Ellador, yüzyıllardır dış dünyayla bağlantısı olmayan anaerkil bir toplumda, ortaklaşmacı bir kültür içinde yetişmiştir. Ülkelerini keşfeden bir erkekle birlikte cesur bir adım atar ve dünyaya açılır. Nefret, cinsiyet ayrımcılığı, kaos, ırkçılık ve zalimlikle dolu savaş içindeki dünyayı görür. Ataerkil toplumun zayıflıkları, tutarsızlıkları, gülünç sayılacak varsayımları, pek çok değişik kılığa girmiş otoriterliği her adımda karşısına çıkar. Zaman zaman hüsrana uğrasa da yalın çözümler önererek bize hep umut verir. Bizim Ülkemiz'de günümüzde de başımıza dertler açmayı sürdüren toplumsal çatlakları ele alan Gilman, ne feminist ayrılıkçılığı ne donkişotvari kaçışçılığı önerir. Bunun yerine, akıl, toplumsal eylem ve cinsiyetler arası işbirliği talep eder. Böylelikle Kadınlar Ülkesi'nin anlamını çarpıcı şekilde genişleten Bizim Ülkemiz, bir devam kitabı olmanın çok ötesine geçer.
Gilman, muhteşem kadın ütopyası Kadınlar Ülkesi'nin ardından bu kez bir distopya kaleme alıyor: Bizim Ülkemiz. Bu kitapta öykü, kadınların anlamlı farklar yaratabileceği gerçek dünyaya taşınmıştır. Ellador, yüzyıllardır dış dünyayla bağlantısı olmayan anaerkil bir toplumda, ortaklaşmacı bir kültür içinde yetişmiştir. Ülkelerini keşfeden bir erkekle birlikte cesur bir adım atar ve dünyaya açılır. Nefret, cinsiyet ayrımcılığı, kaos, ırkçılık ve zalimlikle dolu savaş içindeki dünyayı görür. Ataerkil toplumun zayıflıkları, tutarsızlıkları, gülünç sayılacak varsayımları, pek çok değişik kılığa girmiş otoriterliği her adımda karşısına çıkar. Zaman zaman hüsrana uğrasa da yalın çözümler önererek bize hep umut verir. Bizim Ülkemiz'de günümüzde de başımıza dertler açmayı sürdüren toplumsal çatlakları ele alan Gilman, ne feminist ayrılıkçılığı ne donkişotvari kaçışçılığı önerir. Bunun yerine, akıl, toplumsal eylem ve cinsiyetler arası işbirliği talep eder. Böylelikle Kadınlar Ülkesi'nin anlamını çarpıcı şekilde genişleten Bizim Ülkemiz, bir devam kitabı olmanın çok ötesine geçer.
Kadınlar Ülkesinde kadınlardan oluşan huzurlu refah ve mutluluk dolu bir toplum yapısı varken Bizim Ülkemiz kitabında bu sefer erkeklerin tarihinin dolu olduğu, savaş, yıkım, ego, hırs, kazanma-kaybetme meselelerinin, cinsiyetçiliğin, ırkçılığın, gelir eşitsizliğinin, toplumlar arası hatta toplum içinde de ayrışmanın olduğu gerçek dünya modeli sunulmaktadır. Kadınlar Ülkesi'nin Ellador'u evlendiği eşi Van'ın dünyasını öğrenmek görevi ile dünyaya gider ve kendilerinden çok farklı ve pek de umut vaat etmeyen bir toplum yapısıyla karşılaşır. Birinde sunduğu ütopik düzene karşı diğer kitabında gerçekçi bir distopya havası vardır. Kitabın çevirisi anlaşılır. İlk 80-90 sayfası Gilman'ın yaşamı ve sosyolojiyle akademik dünyayala bağlantısını ve onun yazarlığını ve düşünce sistemini etkileyen kişilerle bağlantısını anlatan bir yazar tanıtma bölümü denebilecek bir bölüm var. Roman 90. sayfadan sonra başlıyor. İlgi çekici kurgusu etkileyici ve oldukça önemli noktalara vurgu yapan bir feminist ütopyanın devam. hatta Feminist distopya denilebilir ancak o kadar gerçekçi ki kurguyla değil de tamamen dünyayla ilişkisinden dolayı doğmuş denebilir yazarın bu kitabı. ben oldukça beğendim. Çok fazla yer almayan feminist ütopya ve ditopyalarda klasik sayılan bir eser.
Karton Cilt, 1.basım, 279 sayfa
Ekim2014 tarihinde, Otonom tarafından yayınlandı