Bu kitabı hazırlarken, doğaldır ki bir edebiyat yapıtı yaratmak gibi bir amacım olamazdı. Türlü türlü işlerden vakit bulup da elime kalem alabildikçe yazdığım yazılarımı beğenen dostlar hep, Yaşamını yaz! deyip dururlardı. Düşünürdüm; benim yaşamımın ne özelliği var ki? Tanınan, bilinen biri olsam, hadi neyse. Sonra bir gün aklıma geldi, yaşantımın Bodrum bölümü, başımdan geçen onca olay, tanık olduklarım, gözlemlerim... Evet, işte bunlar yazılabilirdi. Ama nasıl yapmalıydı? Kitap nasıl yazılır bilmiyordum; bende olmayan bilgisayarla mı, deftere mi, tek tek kağıtlara mı, el yazısıyla mı, daktiloyla mı? Aslında kaz tüyü, parşömen, kendi yaptığım mürekkep ne güzel olurdu. Özgünlüğü korumak için kimselere sormamaya karar verdim. Hep yanımda taşıdığım defterime, olan bitenin kısa notlarını almaya başladım. Aylardan ekim, yıllardan 1998´di. Bu not alma işi aylarca sürdü... ...
Bu kitabı hazırlarken, doğaldır ki bir edebiyat yapıtı yaratmak gibi bir amacım olamazdı. Türlü türlü işlerden vakit bulup da elime kalem alabildikçe yazdığım yazılarımı beğenen dostlar hep, Yaşamını yaz! deyip dururlardı. Düşünürdüm; benim yaşamımın ne özelliği var ki? Tanınan, bilinen biri olsam, hadi neyse. Sonra bir gün aklıma geldi, yaşantımın Bodrum bölümü, başımdan geçen onca olay, tanık olduklarım, gözlemlerim... Evet, işte bunlar yazılabilirdi. Ama nasıl yapmalıydı? Kitap nasıl yazılır bilmiyordum; bende olmayan bilgisayarla mı, deftere mi, tek tek kağıtlara mı, el yazısıyla mı, daktiloyla mı? Aslında kaz tüyü, parşömen, kendi yaptığım mürekkep ne güzel olurdu. Özgünlüğü korumak için kimselere sormamaya karar verdim. Hep yanımda taşıdığım defterime, olan bitenin kısa notlarını almaya başladım. Aylardan ekim, yıllardan 1998´di. Bu not alma işi aylarca sürdü... ...