Bizi tasvir ettiği mehtaplarının sihrinden asla uzaklaştırmayacak Abdülhak Şinasi Hisar, Boğaziçi'ni o doyulmaz füsunundaki gece zenginliğinden ve saz âlemi âhenginden sonra şimdi bir de günlerin Boğaziçi Yalıları'yla, bir mavi ve yeşil su ve nebat iklimi arasında geçmiş âlemin muhteşen senfonisine eriştirmiş oldu...
Ruşen Eşref Ünaydın
Varlık, 1 Şubat 1955
Tâ başından, 'fâni olduklarını bildikleri için' yaralı olan insan ruhlarına Boğaziçi'nin, içinde mercan gibi dilek ve rahmet mumlarının yandığı uhrevî mezarlığını açan kitap, yine fâni güzelliklerden birinin hikâkesiyle sona eriyor. sökülen bir yalının hazin âkibetiyle kapanıyor. Fakat Abdülhak Şinasi Hisar'ın bu eseri de, İstanbul'un Ayasofya veya Süleymaniye kubbelerinin, üzerinde bulutların tüttüğü, içinde zihnin düşüncelere daldığı yükseklikleri gibi bir hoş seda bırakıyor ve çok şükür, her şeyin fâni olmadığını duyuruyor.
Çelik Gülersoy
Türk Yurdu, Şubat 1955
Bizi tasvir ettiği mehtaplarının sihrinden asla uzaklaştırmayacak Abdülhak Şinasi Hisar, Boğaziçi'ni o doyulmaz füsunundaki gece zenginliğinden ve saz âlemi âhenginden sonra şimdi bir de günlerin Boğaziçi Yalıları'yla, bir mavi ve yeşil su ve nebat iklimi arasında geçmiş âlemin muhteşen senfonisine eriştirmiş oldu...
Ruşen Eşref Ünaydın
Varlık, 1 Şubat 1955
Tâ başından, 'fâni olduklarını bildikleri için' yaralı olan insan ruhlarına Boğaziçi'nin, içinde mercan gibi dilek ve rahmet mumlarının yandığı uhrevî mezarlığını açan kitap, yine fâni güzelliklerden birinin hikâkesiyle sona eriyor. sökülen bir yalının hazin âkibetiyle kapanıyor. Fakat Abdülhak Şinasi Hisar'ın bu eseri de, İstanbul'un Ayasofya veya Süleymaniye kubbelerinin, üzerinde bulutların tüttüğü, içinde zihnin düşüncelere daldığı yükseklikleri gibi bir hoş seda bırakıyor ve çok şükür, her şeyin fâni olmadığını duyuruyor.
Çelik Gülersoy
Türk Yurdu, Şubat 1955
Karton Cilt, 142 sayfa
1997 tarihinde, Bağlam Yayınları tarafından yayınlandı