Bölük... Pörçük... "Bir Hayatın Öyküsü"

... Yıllardan beri Necdet Çobanlı adına duyduğum saygının yanına, sevgi de eklendi. Bu sevgi, 1988 Avrupa Şampiyonası sırasında Münih'te perçinlendi. 1990'da Dünya Kupası için Roma'da buluştuğumuzda iki candan dosttuk artık. Roma'daki dostluk da geride kaldı. Ağabey, kardeş olduk... Bugün hala öyleyiz. Necdet Ağabeyin rahatlıkla bir biyografik roman olacak hayatının önemli bir bölümünü yakından biliyorum. Bu yüzden anılarını yazma kararını verince onu şiddetle destekledim. Bir gün evime geldiğimde, kapımın tokmağına asılı bir naylon torba içinde bir dosya buldum. İçinde şu anda elinizde bulunan kitabın müsveddeleri vardı. Kaser bizi Necdet Ağabeyle komşu yapmıştı sonunda. Bana gelmiş, evde bulamayınca kapıya bırakıp gitmişti. Dosyayı açtım bir nefeste okudum. Bir nefeste... Necdet Ağabeyi, gerçekten ağabey bir övünme kitabı yamamıştı. "Bölük Pörcük" anılarının içinde, yanlışları, hataları, hatta saçmalıkları dahi vardı, çekinmeden anlattığı. "Ben işte buyum" diyordu. "Doğrularım, eğrilerimle ben buyum işte." Bazen güldüm, bazen kızdım, bazen öfkelendim... Ama sayfalar birbiri ardına erirken, hiç bilmediğim pek çok şeyi de öğrendim. Necdet Ağabeyin şirin yazıları bir tarih notuydu aynı zamanda... Sonra telefon etti. "O notları sana okuyasın diye değil, önsöz yazasın diye bıraktım, ağa" diye. "Yazar mısın lütfen?" diye o anlatılmaz kibarlığı ve nezaketi ile devam etti. Nasıl yazmazdım ki... 35 yıldan beri durmadan yazıyorum. Necdet Ağabeyin "Bölük Pörck" , anılarına önsöz yazmak, en keyifle ve gururla yaptığım işlerden biri. Az sonra sizleri, Necdet Ağabeyle başbaşa bırakacağım. Ama veda etmeden eklemek istediğim bir şey var. Çok iyi bildiğim, söylemeden edemeyeceğim bir şey:
"Necdet Çobanlı'nın, Necdet Çobanlı olması."
Hıncal Uluç

... Yıllardan beri Necdet Çobanlı adına duyduğum saygının yanına, sevgi de eklendi. Bu sevgi, 1988 Avrupa Şampiyonası sırasında Münih'te perçinlendi. 1990'da Dünya Kupası için Roma'da buluştuğumuzda iki candan dosttuk artık. Roma'daki dostluk da geride kaldı. Ağabey, kardeş olduk... Bugün hala öyleyiz. Necdet Ağabeyin rahatlıkla bir biyografik roman olacak hayatının önemli bir bölümünü yakından biliyorum. Bu yüzden anılarını yazma kararını verince onu şiddetle destekledim. Bir gün evime geldiğimde, kapımın tokmağına asılı bir naylon torba içinde bir dosya buldum. İçinde şu anda elinizde bulunan kitabın müsveddeleri vardı. Kaser bizi Necdet Ağabeyle komşu yapmıştı sonunda. Bana gelmiş, evde bulamayınca kapıya bırakıp gitmişti. Dosyayı açtım bir nefeste okudum. Bir nefeste... Necdet Ağabeyi, gerçekten ağabey bir övünme kitabı yamamıştı. "Bölük Pörcük" anılarının içinde, yanlışları, hataları, hatta saçmalıkları dahi vardı, çekinmeden anlattığı. "Ben işte buyum" diyordu. "Doğrularım, eğrilerimle ben buyum işte." Bazen güldüm, bazen kızdım, bazen öfkelendim... Ama sayfalar birbiri ardına erirken, hiç bilmediğim pek çok şeyi de öğrendim. Necdet Ağabeyin şirin yazıları bir tarih notuydu aynı zamanda... Sonra telefon etti. "O notları sana okuyasın diye değil, önsöz yazasın diye bıraktım, ağa" diye. "Yazar mısın lütfen?" diye o anlatılmaz kibarlığı ve nezaketi ile devam etti. Nasıl yazmazdım ki... 35 yıldan beri dur... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

Karton Cilt, 221 sayfa
Ekim1993 tarihinde, Bilgi tarafından yayınlandı


ISBN
9754944180
Dil
Türkiye Türkçesi

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

veli
1 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski