Çağdaş Türkçe edebiyatın genç yazarlarından Özen Yulanın ilk kitabı Öbür Dünya Bilgisi, İletişim Yayınları tarafından basılmıştı. Araya Ay Tedirginliğiyle Dünyanın Ortasında Bir Yeri birleştiren Toplu Oyunlar I ve Kayıpkent Üçlemesi girdi; dördüncü kitap Buğueviyle Özen Yula İletişime dönmüş oldu.Özen Yulanın Buğuevine yansıyan hikâyeciliğini değerlendirirken, daha doğrusu nitelendirirken ayrım çizgileri çekmek gerekiyor; maalesef, bazı yeni dönem kitapları böylesini gerektiriyor: deneysel ama deney adına edebiyatı katletme girişiminde bulunanlardan değil; yenilikçi ama yenilik adına projeciliğe soyunanlardan değil; arayışçı ama sakar değil... Efsunlu mu? Belki öyle, belki değil:Her sene, bu dönemde bir fırtına gelir bağlara. Uzakta beliren bulutlar bu senekinin habercisi olsalar gerek. Bağbozumu fırtınası derdik adına. Sobanın kıyısına iyiden iyiye yerleşip kitaplardaki başka dünyaların efsununa bırakıverirdik kendimizi. Bir elimizde günbalı sürülmüş cevizli ekmek dilimiyle denizlerin altına inip, ardından bulutların üzerine çıkardık. Ta ki dışarıda, asmalar denizi üzerinde tayfun başlayana kadar. İşte o zaman, gitmekte geç kalmış bütün huzursuz ruhların uzaklara, daha da uzaklara gitmek için yeminler ettiklerini düşünürdük. Kitapların efsunu bozulurdu.
Çağdaş Türkçe edebiyatın genç yazarlarından Özen Yulanın ilk kitabı Öbür Dünya Bilgisi, İletişim Yayınları tarafından basılmıştı. Araya Ay Tedirginliğiyle Dünyanın Ortasında Bir Yeri birleştiren Toplu Oyunlar I ve Kayıpkent Üçlemesi girdi; dördüncü kitap Buğueviyle Özen Yula İletişime dönmüş oldu.Özen Yulanın Buğuevine yansıyan hikâyeciliğini değerlendirirken, daha doğrusu nitelendirirken ayrım çizgileri çekmek gerekiyor; maalesef, bazı yeni dönem kitapları böylesini gerektiriyor: deneysel ama deney adına edebiyatı katletme girişiminde bulunanlardan değil; yenilikçi ama yenilik adına projeciliğe soyunanlardan değil; arayışçı ama sakar değil... Efsunlu mu? Belki öyle, belki değil:Her sene, bu dönemde bir fırtına gelir bağlara. Uzakta beliren bulutlar bu senekinin habercisi olsalar gerek. Bağbozumu fırtınası derdik adına. Sobanın kıyısına iyiden iyiye yerleşip kitaplardaki başka dünyaların efsununa bırakıverirdik kendimizi. Bir elimizde günbalı sürülmüş cevizli ekmek dilimiyle denizlerin altına inip, ardından bulutların üzerine çıkardık. Ta ki dışarıda, asmalar denizi üzerinde tayfun başlayana kadar. İşte o zaman, gitmekte geç kalmış bütün huzursuz ruhların uzaklara, daha da uzaklara gitmek için yeminler ettiklerini düşünürdük. Kitapların efsunu bozulurdu.