Kolları omuz yerinden kopan, kafatasları ceviz kabuğu gibi un ufak olan iç organları dağılan, kanlar içinde can veren insanlardı bunlar. Son nefeslerinde anlaşılmaz cümleler kuruyor, acı çığlıklar atıyorlardı. Çoğunlukla yanı başlarında oluyordum. Onlar asfalt zemine yapışmış bir haldeyken ben onlara tepelerinden bakıyordum. Titriyorlardı. Göz bebekleri büyüyor parmakları bir piyanistinki gibi garip bir uyumla yere vuruyordu. Ölümü gecikenler üşümeye başlıyordu. Hele kadınlar. Nedenini bilmiyorum ama kadınların ölümü daha uzun sürüyordu. Bunu bazı geceler odama çekildiğimde düşünmeye başlıyordum. Bira içerken, salata hazırlarken, sokak lambasının cılız ışığına bakarken. Görüntüler üst üste bindikçe zihnim ağırlaşıyor, öfkeden kudurmuş bir halde küfürler yağdırmaya başlıyordum. Bu çılgınlık hali sona erdiğindeyse artık bir şey düşünmeyeyim diye karanlık zihnimi boydan boya kaplasın diye yorganın altına saklıyordum gövdemi. Karanlık zihnimi boydan boya kaplasın diye.
Kolları omuz yerinden kopan, kafatasları ceviz kabuğu gibi un ufak olan iç organları dağılan, kanlar içinde can veren insanlardı bunlar. Son nefeslerinde anlaşılmaz cümleler kuruyor, acı çığlıklar atıyorlardı. Çoğunlukla yanı başlarında oluyordum. Onlar asfalt zemine yapışmış bir haldeyken ben onlara tepelerinden bakıyordum. Titriyorlardı. Göz bebekleri büyüyor parmakları bir piyanistinki gibi garip bir uyumla yere vuruyordu. Ölümü gecikenler üşümeye başlıyordu. Hele kadınlar. Nedenini bilmiyorum ama kadınların ölümü daha uzun sürüyordu. Bunu bazı geceler odama çekildiğimde düşünmeye başlıyordum. Bira içerken, salata hazırlarken, sokak lambasının cılız ışığına bakarken. Görüntüler üst üste bindikçe zihnim ağırlaşıyor, öfkeden kudurmuş bir halde küfürler yağdırmaya başlıyordum. Bu çılgınlık hali sona erdiğindeyse artık bir şey düşünmeyeyim diye karanlık zihnimi boydan boya kaplasın diye yorganın altına saklıyordum gövdemi. Karanlık zihnimi boydan boya kaplasın diye.