Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Develer terzi, pireler berber iken, yüksek yüksek tepelerde şatolar kurulurmuş. Bu şatolarda, o zamanın bir çeşit kralları olan, derebeyleri yaşarmış. Bu derebeylerin kendilerine ait orduları varmış. Bir derebeyinin tek korkusu, kendinden başka daha güçlü bir derebeyiymiş. Gözüne kestirdiği, yenebileceğini anladığı zaman, hemen diğerine saldırırmış. Sonra çok kanlı çarpışmalar olurmuş. Ölen ölür, kalan sağlar aynen hayatına devam edermiş...
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Develer terzi, pireler berber iken, yüksek yüksek tepelerde şatolar kurulurmuş. Bu şatolarda, o zamanın bir çeşit kralları olan, derebeyleri yaşarmış. Bu derebeylerin kendilerine ait orduları varmış. Bir derebeyinin tek korkusu, kendinden başka daha güçlü bir derebeyiymiş. Gözüne kestirdiği, yenebileceğini anladığı zaman, hemen diğerine saldırırmış. Sonra çok kanlı çarpışmalar olurmuş. Ölen ölür, kalan sağlar aynen hayatına devam edermiş...