Ahmet Hikmet Müftüoğlu, hayatı boyunca şiir, mensur şiir, hikaye, monoloğ, makale ve roman türlerinde eserler verdi. Fakat onu üne kavuşturan hikayeleridir. İlk hikayelerinde üslup ve muhteva yönünden Servet-i Fünun özelliği taşır. Süslü terkipler, yabancı söz ve deyimler oldukça dikkat çekicidir. Milli Edebiyat akımına bağlandıktan sonra ise süslü yazmaya devam etmekle birlikte yalın bir Türkçe ile yazmaya başladı. Türk kültürüne ve bu kültürün değerlerinde çok önem verdi. Eserlerinde bunları işledi. Batı taklitçiliğine karşı çıktı...
Ahmet Hikmet Müftüoğlu, hayatı boyunca şiir, mensur şiir, hikaye, monoloğ, makale ve roman türlerinde eserler verdi. Fakat onu üne kavuşturan hikayeleridir. İlk hikayelerinde üslup ve muhteva yönünden Servet-i Fünun özelliği taşır. Süslü terkipler, yabancı söz ve deyimler oldukça dikkat çekicidir. Milli Edebiyat akımına bağlandıktan sonra ise süslü yazmaya devam etmekle birlikte yalın bir Türkçe ile yazmaya başladı. Türk kültürüne ve bu kültürün değerlerinde çok önem verdi. Eserlerinde bunları işledi. Batı taklitçiliğine karşı çıktı...
Okurken Ata'nın bahsettiği o damarlardaki asil kan sanki kıpırdanıyor.. Türklüğü,Türklüğe olan aşkını çok güzel aktarmış yazar. Kitap 18 ayrı hikayeden oluşuyor. Birkaç iyi bulmadığım hikaye dışında kitap gerçekten çok güzel. Tavsiyedir...
Bu eşsiz eserde yer alan "Turhan nasıl çıldırdı" mutlaka ve mutlaka okunması gereken hikayelerden biri..
Osmanlının çöküş devrini yaşamış acılı insanların derinden sarsan durumlarının hissiyatını anlatmaya çalışmış. Türk'ün kökten gelen davranış güzelliklerini ve Avrupa'nın iki yüzlülüğünü ve bencilliğini de anlatıyor. İlgililer için iyi bir kitap.