1800lerdeki ilk fabrika grevlerinden 1930larda faşizm tarafından yok olmanın eşiğine getirilişine kadar dünya emek hareketinin destansı tarihi eşliğinde yeni işçi sınıfının öyküsü... Lyon dokuma işçileri, gökyüzünü fethe kalkan Paris Komünarları, kanlarıyla 1 Mayısı yaratan Amerikan işçileri, Birinci Dünya Savaşını durdurmaya çalışan Alman metal işçileri, İtalyada işçi konseyleri, Çin işçi sınıfının doğuşu, Yahudi işçi örgütü Bund... Heyecan verici tarihsel anlatı günümüz cephe hattında yapılan röportajlarla harmanlanıyor. Hüznü ve neşesiyle, yenilgisi ve başkaldırısıyla bir sınıfın öyküsü...
1800lerdeki ilk fabrika grevlerinden 1930larda faşizm tarafından yok olmanın eşiğine getirilişine kadar dünya emek hareketinin destansı tarihi eşliğinde yeni işçi sınıfının öyküsü... Lyon dokuma işçileri, gökyüzünü fethe kalkan Paris Komünarları, kanlarıyla 1 Mayısı yaratan Amerikan işçileri, Birinci Dünya Savaşını durdurmaya çalışan Alman metal işçileri, İtalyada işçi konseyleri, Çin işçi sınıfının doğuşu, Yahudi işçi örgütü Bund... Heyecan verici tarihsel anlatı günümüz cephe hattında yapılan röportajlarla harmanlanıyor. Hüznü ve neşesiyle, yenilgisi ve başkaldırısıyla bir sınıfın öyküsü...
Hem günümüz işçilerinin halini, hem de tarihteki büyük işçi isyanlarını birebir tanıklıklar, günlükler, anılar, şiirler yoluyla bize taşıyan, birleştiren, umut veren bir kitap. Aynı zamanda, birebir tanıklıklar olduğu için son derece canlı; yer yer eğlenceli de olabiliyor.
Miting esnasında sendika başkanının konuşmasını dinlerken sıkılıp birahaneye gittiği için katliamdan kurtulan İngiliz işçi liderinin öyküsü pek ilginçti mesela :)