Lord Brecon, «Birbirimizi bir daha görmeyeceğiz,» dedi. Sonra, bakışlarını Caroline'nin gözlerinin içine dikerek ilâve etti. «Elveda tatlı Caroline. Size tekrar teşekkür edelim.» Kendisine uzatılan eli, avucuna aldı, fakat, buna dudaklarını değdirecek yerde, birden kızın yüzünün üstüne eğiliverdi ve karşısındakinin, kendini savunmak için en küçük bir hareket yapmasına meydan vermeden onu dudaklarından öptü. Az sonra arabacı atlarını kamçılamış ve araba yolda süratle uzaklaşmaya başlamıştı.
Caroline o kadar şaşırmıştı ki, birkaç saniye boyunca hiç bir şey düşünemedi. Fakat sonra öfke onda şaşkınlığın yerini aldı. Yüksek sesle, «Nasıl cüret edebildi?» diye söylendi. «Nasıl cüret edebildi?»
O vakte kadar hiç bir erkek onu dudaklarından öpmemişti. Parmaklarını dudaklarına götürüp de onların alev alev yandığını hissedince, bir kere daha şaşkınlığa kapıldı. «Nasıl cüret edebildi?» diye tekrar etti.
İlk öpücük buydu demek... Erkeğin ağzının sertliğini ve tatlılığını hâlâ kendi dudaklarının üstünde hissediyordu. Kalbi gitgide daha hızlı atmaya başlamıştı. Garip bir ateşin gırtlağına kadar yükselmesiyle boğulur gibi oldu.
Lord Brecon, «Birbirimizi bir daha görmeyeceğiz,» dedi. Sonra, bakışlarını Caroline'nin gözlerinin içine dikerek ilâve etti. «Elveda tatlı Caroline. Size tekrar teşekkür edelim.» Kendisine uzatılan eli, avucuna aldı, fakat, buna dudaklarını değdirecek yerde, birden kızın yüzünün üstüne eğiliverdi ve karşısındakinin, kendini savunmak için en küçük bir hareket yapmasına meydan vermeden onu dudaklarından öptü. Az sonra arabacı atlarını kamçılamış ve araba yolda süratle uzaklaşmaya başlamıştı.
Caroline o kadar şaşırmıştı ki, birkaç saniye boyunca hiç bir şey düşünemedi. Fakat sonra öfke onda şaşkınlığın yerini aldı. Yüksek sesle, «Nasıl cüret edebildi?» diye söylendi. «Nasıl cüret edebildi?»
O vakte kadar hiç bir erkek onu dudaklarından öpmemişti. Parmaklarını dudaklarına götürüp de onların alev alev yandığını hissedince, bir kere daha şaşkınlığa kapıldı. «Nasıl cüret edebildi?» diye tekrar etti.
İlk öpücük buydu demek... Erkeğin ağzının sertliğini ve tatlılığını hâlâ kendi dudaklarının üstünde hissediyordu. Kalbi gitgide daha hızlı atmaya başlamıştı. Garip bir ateşin gırtlağına kadar yükselmesiyle boğulur gibi oldu.
Karton Cilt, 178 sayfa