Gökyüzünden, neredeyse yağmurun elle tutuluşu gibi bir aydınlık indi. Pencerelerden içeri süzüldü. Park edilmiş arabaların kaput ve bagajında renkli gölgeler oluşturdu. Ve ağaçların yaprakları ile caddeyi dolduran gürültülü trafikteki araçların kromajına ıslak parıltılar ekledi. Kaliforniya güneşinin minyatür görüntüsü her yansıtıcı yüzeyde parıldadı. Santa Ana nın merkezi, haziran sonundaki bir sabahın aydınlık ışıklarıyla yıkanır gibi oldu.
Gökyüzünden, neredeyse yağmurun elle tutuluşu gibi bir aydınlık indi. Pencerelerden içeri süzüldü. Park edilmiş arabaların kaput ve bagajında renkli gölgeler oluşturdu. Ve ağaçların yaprakları ile caddeyi dolduran gürültülü trafikteki araçların kromajına ıslak parıltılar ekledi. Kaliforniya güneşinin minyatür görüntüsü her yansıtıcı yüzeyde parıldadı. Santa Ana nın merkezi, haziran sonundaki bir sabahın aydınlık ışıklarıyla yıkanır gibi oldu.
beklediğimden kötü çıktı ama yinede diğer yazarların kitaplarına göre iyi
Cehennem yerinde hiç ateş yoktur kişi kendi ateşini götürür.
Oldukca surukleyici ve insanin doyumsuzluguna dair cok cilgin bir kitap. İlk sayfadan baslayip son sayfaya kadar ayni tempoyu sürdürmek cok zor ama yazar cizgisini hic bozmamis. Lakin isledigi konular ve yazarin hayal gucu cok urkutucu. 90larda boyleyse guncel kitaplari nasildir acaba. Bir daha yazari okumak ister miyim bilemiyorum okurken bile cok gerildim cunku. Betimlemeleri o kadar guclu ki film izler gibi an an sahneler gözünüzün onunde canlaniyor. Korku gerilim turunden hoslanmayanlar icin sinir bozucu bir kitap bile olabilir. Butun bunlarin disinda bendeki basim 92 yilina ait. O zamanlar yeni populer kelimeler buydu herhalde ki duyumsama geresinmek sozcuklari asiri asiri kullanilmis. Her sayfada mutlaka var hatta bir paragrafta 5 kez geciyor bazen. Baska kelime yokmus gibi hep ayni kelimeleri kullanilmasi da insanda goz devirme istegi uyandiriyor, keyfi kaciriyor.