800 yıl önce göçebe kabileler taraından Orta Asya bozkırlarında kurulan ve Büyük Okyanus kıyılarından Iran, Rusya ve Macaristana kadar çok geniş topraklarda hüküm süren Büyük Moğol İmparatorluğunun kurucusu Cengiz Hanın yaşam öyküsüyle sürükleyici bir tarihi romanın sayfalarında tanışacaksını. Romanda Cengiz Hanın liderlik sırlarına dair çok ilginç noktalar ve kendisinden sonra yıllarca uygulanmaya devam eden ünlü Yasasının en önemli maddeleri yer alıyor:- Büyüklerimiz bize daima, ayrı kalp ve fikirlerin bir vücut teşkil edemeyeceklerini söylediler. Fakat ben bunun aksini ispat edeceğim. Nüfuzumu komşularıma da kabul ettireceğim.Zehirli cengâverlerini bir kabile konfederasyonu hâlinde şekillendirmek, kabile düşmanlarını tebaası hâline getirmek... Cengiz Hanın Tasavvuru işte bu idi. Ve bu hedefini hakikaten çok büyük olan sabrı ile gerçekleştirmeye koyuldu.(...)Cengiz Han, eğer ölürse yüksek sesle kendi kanunlarının dayanak noktası olan Yasanın okunmasını ve herkesin bu yasaya sadakat göstererek yaşamalarını emretti. Ordusu ve zabitleri için de başka şeyler söyledi:Benimle beraber geliyorsunuz. Bize hakaretle muamele eden adamın bütün kuvvetimizle başını taşa vuracağız. Zafer hepimizin müşterek malıdır. On kişiye kumanda eden de on bin kişiye kumanda eden kadar tetikte ve itaatkâr olsun. Kim vazifesinde kusur ederse hem kendini hem karılarını hem de çocuklarını idam ederim.Cengiz Hanın ordu düzeni, emsalsiz posta teşkilatı, blime ve âlimlere verdiği önem, yabancı elçilere yaklaşımı eserde yer verilen konular arasında. Roman, Cengiz Handan sonra oğullarının saltanat dönemlerinde altın devrini yaşayan imparatorluğu ile Moğolların son derece ilginç âdetleri ve yaşam felsefelerine ilişkin ayrıntılı bilgi ve hoş anektodlar sunuyor.Ögedey sakinliği ve şişmanlığı, elinin altında Katayın hazineleri ve memleketten seçilmiş bir düzine kadınla, hudutsuz otlaklara dağılmış at sürüleri ile bize son derece ilginç bir barbar tipi arz eder. Hareketleri bir kralınkine hiç benzemiyordu. Yanındakiler, her gözüne ilişeni vermek hususundaki cömertliğine itiraz ettikleri zaman, bu dünyadan nasıl olsa yakında gideceğini ve ondan sonra ancak insanların hatırasında yaşıyacağını söyleyerek karşılık verirdi. Acem ve Hint hükümdarlarının servet yığmalarını anlamsız bulurdu:
800 yıl önce göçebe kabileler taraından Orta Asya bozkırlarında kurulan ve Büyük Okyanus kıyılarından Iran, Rusya ve Macaristana kadar çok geniş topraklarda hüküm süren Büyük Moğol İmparatorluğunun kurucusu Cengiz Hanın yaşam öyküsüyle sürükleyici bir tarihi romanın sayfalarında tanışacaksını. Romanda Cengiz Hanın liderlik sırlarına dair çok ilginç noktalar ve kendisinden sonra yıllarca uygulanmaya devam eden ünlü Yasasının en önemli maddeleri yer alıyor:- Büyüklerimiz bize daima, ayrı kalp ve fikirlerin bir vücut teşkil edemeyeceklerini söylediler. Fakat ben bunun aksini ispat edeceğim. Nüfuzumu komşularıma da kabul ettireceğim.Zehirli cengâverlerini bir kabile konfederasyonu hâlinde şekillendirmek, kabile düşmanlarını tebaası hâline getirmek... Cengiz Hanın Tasavvuru işte bu idi. Ve bu hedefini hakikaten çok büyük olan sabrı ile gerçekleştirmeye koyuldu.(...)Cengiz Han, eğer ölürse yüksek sesle kendi kanunlarının dayanak noktası olan Yasanın okunmasını ve herkesin bu yasaya sadakat göstererek yaşamalarını emretti. Ordusu ve zabitleri için de başka şeyler söyledi:Benimle beraber geliyorsunuz. Bize hakaretle muamele eden adamın bütün kuvvetimizle başını taşa vuracağız. Zafer hepimizin müşterek malıdır. On kişiye kumanda eden de on bin kişiye kumanda eden kadar tetikte ve itaatkâr olsun. Kim vazifesinde kusur ederse hem kendini hem karılarını hem de çocuklarını idam ederim.Cengiz Hanın ordu düzeni, emsalsiz posta teşkilatı, blime ve âlimlere verdiği önem, yabancı elçilere yakl... tümünü göster
Yalın, sade bir anlatımla hayatı, savaş politakası ve ölümü anlatılmış.