Eskiden, çok eskiden, uzun kış gecelerinde, kısık lambaların puslu camlarda titrek ışıltılarla kıpraştığı köy kahvelerine gece masalcıları, dengbejler, âşıklar gelirlermiş... Dışarıda dondurucu bir fırtına ortalığı kasıp kavurur, şiddetli bir tipi dünyanın bütün kış kahvelerini tehdit ederken, onlar, üzerlerindeki karları silkeleyip, kalın abalarını ocağın kenarında kurutup, kendilerine sunulan kahveden ve tütünden kısmetlerini alıp; eskilerden kalmış, geçmiş zamanların güzelleştirdiği masalların yırtık, sökük yerlerini onararak; belleklerine gömülmüş imgeleri bulup çıkararak, üzerlerindeki çöl tozunu silkeleyip, parlatıp, canlı kılarak yeniden anlatırlarmış. Zamanın küllerinin savurduğu insanları, öyküleri, destanları, masalları, kahramanları, sevdaları camları puslu kış kahvelerinde, ölü mangal ateşinin ışıyan gözlerine baka baka yeniden anlatmak, yeniden dinletmek kolay değildir. Hiçbir yeniden kolay değildir.Murathan Munganın hikâye külliyatının ikinci kitabı. Binali ve Temirden bir bölüm için Okuma Parçası bölümüne bakın.
Eskiden, çok eskiden, uzun kış gecelerinde, kısık lambaların puslu camlarda titrek ışıltılarla kıpraştığı köy kahvelerine gece masalcıları, dengbejler, âşıklar gelirlermiş... Dışarıda dondurucu bir fırtına ortalığı kasıp kavurur, şiddetli bir tipi dünyanın bütün kış kahvelerini tehdit ederken, onlar, üzerlerindeki karları silkeleyip, kalın abalarını ocağın kenarında kurutup, kendilerine sunulan kahveden ve tütünden kısmetlerini alıp; eskilerden kalmış, geçmiş zamanların güzelleştirdiği masalların yırtık, sökük yerlerini onararak; belleklerine gömülmüş imgeleri bulup çıkararak, üzerlerindeki çöl tozunu silkeleyip, parlatıp, canlı kılarak yeniden anlatırlarmış. Zamanın küllerinin savurduğu insanları, öyküleri, destanları, masalları, kahramanları, sevdaları camları puslu kış kahvelerinde, ölü mangal ateşinin ışıyan gözlerine baka baka yeniden anlatmak, yeniden dinletmek kolay değildir. Hiçbir yeniden kolay değildir.Murathan Munganın hikâye külliyatının ikinci kitabı. Binali ve Temirden bir bölüm için Okuma Parçası bölümüne bakın.
Düzyazılarına çok geç şans tanıdığım Mungan'ın beni düzyazılarına aşık eden eseri.
Kitap Şahmera'ın Bacakları hikayesiyle başlıyor. Haliyle ben de ilk onu okudum. Destan gibidir bu hikaye. Mükemmeldir. Murathan Mungan'ın kalemiyle inanılmaz bir tat verir. Geri kalan hikayeler bu için aynı şeyi söyleyemem ama Şahmeran'ın Bacakları için bile kütüphanenin bir köşesinde bulunması gerekir bu kitabın.
Şahmeranda bir efsaneyi iyi bir şekilde aktarmış. Genel olarak sıkıcı değildi fakat ; pek iyi de değildi. Okunabilir...
Murathan Mungan okumak içi okudum.Okuduğum ilk kitabıydı.
Şahmeran hikayesi akıcı çok güzeldi.Diğer hikayeler de hayal kırıklığıydı.Şahmeran hikayesine sadece 5 puan veriyorum diğer hikayeler saçma diyebilirim.
murathan munganın bu dönemini mutlaka okuyun son dönemlerini boşverin :) nasıl şiir nasıl efsun nasıl masal..
Ayrı ayrı tüm hikayeler öyle güzel ki... kitap okurken günün herhangi saatinde okuyup tat alan ben bu kitap için 'gece' okunmalı diyorum. Gecenin sessizliğinde tasvirlerin yoğunluğunu daha çok hissediyorsunuz. Mistik havayı yaşıyorsunuz.
Her ne kadar sonuç hep insanoğlunun ihaneti olsa da çok güzel düşünülmüş, ince hikâyeler. En güzeli tabi ki Şahmeran -bence-.
266 sayfa