Kaptanımız Selim Ağabey, daha Çanakkaleye gelmeden hastalanıverdi. Hem ishal olmuş, hem de soğuk algınlığından vurmuştu kafayı. Ali Avcı ile geminin defterlerini alıp karaya çıktık. Liman reisliği, fenerler idaresi, gümrük idaresi, bir bir dolaşıldı. Tekneye gelen gümrükçüler mürettebatı saydı. Kumanyanın fazla olup olmadığı kontrol edildi sanki. Her şey bittikten sonra, cahil memurun biri: -Kaptanları hasta... Karantinaya haber vermek lazım, diyerek yokuşçuluk numarası yaptı. Hatırını sorduk. Bunun üzerine aynı memur ötekilere: -Yurt içine gitmiyor ya... Nasıl olsa Yunanistana gidiyorlar... Salalım gitsinler... Burada patlamasın da, nerede patlarsa patlasın! Dedi.
Kaptanımız Selim Ağabey, daha Çanakkaleye gelmeden hastalanıverdi. Hem ishal olmuş, hem de soğuk algınlığından vurmuştu kafayı. Ali Avcı ile geminin defterlerini alıp karaya çıktık. Liman reisliği, fenerler idaresi, gümrük idaresi, bir bir dolaşıldı. Tekneye gelen gümrükçüler mürettebatı saydı. Kumanyanın fazla olup olmadığı kontrol edildi sanki. Her şey bittikten sonra, cahil memurun biri: -Kaptanları hasta... Karantinaya haber vermek lazım, diyerek yokuşçuluk numarası yaptı. Hatırını sorduk. Bunun üzerine aynı memur ötekilere: -Yurt içine gitmiyor ya... Nasıl olsa Yunanistana gidiyorlar... Salalım gitsinler... Burada patlamasın da, nerede patlarsa patlasın! Dedi.