2015 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Svetlana Aleksiyeviç’in büyük eserlerinden Çernobil Duası, Çernobil Nükleer Felaketi ve sonrasında yaşananlara dair can acıtıcı bir sözlü tarih çalışması…
İsveç Akademisi, Svetlana Aleksiyeviç’e Nobel Ödülü verdiğinde yazarın “yeni bir edebi tür” yarattığını belirtmiş, eserlerini de “duyguların ve ruhun bir tarihi” sözcükleriyle betimlemişti. Aleksiyeviç uzun bireysel monologları farklı seslerin duyulduğu bir kolaja dönüştüren özgün dokümanter tarzıyla, kendilerine nadiren konuşma fırsatı verilen, yaşantıları da çoğu zaman ülkenin resmi tarihine karışarak yitip giden sokaktaki insanların hikâyelerini kayıt altına alıyor.
Çernobil Duası’nda Aleksiyeviç, 26 Nisan 1986’da meydana gelen tarihin en feci nükleer reaktör kazasını odağına yerleştirerek trajediyi yaşamış insanların bireysel tanıklıklarını aktarıyor. Masum yurttaşlardan itfaiye erlerine, Parti yöneticilerinden askerlere onlarca insan, anlattıkları hikâyelerle halen yaşamakta oldukları korku, öfke ve belirsizliği gözler önüne seriyor. Monolog biçimindeki röportajlardan oluşan Çernobil Duası, duygusal gücü ve dürüstlüğüyle hem unutulmaz bir sözlü tarih çalışması hem de almak isteyen için sayısız ibretler barındırıyor.
2015 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Svetlana Aleksiyeviç’in büyük eserlerinden Çernobil Duası, Çernobil Nükleer Felaketi ve sonrasında yaşananlara dair can acıtıcı bir sözlü tarih çalışması…
İsveç Akademisi, Svetlana Aleksiyeviç’e Nobel Ödülü verdiğinde yazarın “yeni bir edebi tür” yarattığını belirtmiş, eserlerini de “duyguların ve ruhun bir tarihi” sözcükleriyle betimlemişti. Aleksiyeviç uzun bireysel monologları farklı seslerin duyulduğu bir kolaja dönüştüren özgün dokümanter tarzıyla, kendilerine nadiren konuşma fırsatı verilen, yaşantıları da çoğu zaman ülkenin resmi tarihine karışarak yitip giden sokaktaki insanların hikâyelerini kayıt altına alıyor.
Çernobil Duası’nda Aleksiyeviç, 26 Nisan 1986’da meydana gelen tarihin en feci nükleer reaktör kazasını odağına yerleştirerek trajediyi yaşamış insanların bireysel tanıklıklarını aktarıyor. Masum yurttaşlardan itfaiye erlerine, Parti yöneticilerinden askerlere onlarca insan, anlattıkları hikâyelerle halen yaşamakta oldukları korku, öfke ve belirsizliği gözler önüne seriyor. Monolog biçimindeki röportajlardan oluşan Çernobil Duası, duygusal gücü ve dürüstlüğüyle hem unutulmaz bir sözlü tarih çalışması hem de almak isteyen için sayısız ibretler barındırıyor.
* Kitabı okumamdan bir hafta kadar önce Youtube üzerinden 'Çernobil'de Ne Oldu - Aljazeera Türk Belgesel' isimli bir belgesel izledima. Hüzünle, hayretle, kızgınlıkla, korkuyla karışık duygular içinde tamamladık izlemeyi. Etkisinden kurtulmak kolay değil... Çocukluğumdan beri bilirim duyarım Çernobil faciası diye. Hatta ülkemizde bile radyasyonlu çayların ekran önünde afiyetle içilip sağlıklı olduğunun ispat edilmeye çalışıldığına bile şahit olduk maalesef... Belgeseli izlemek facianın insanı boyutlarda yani günlük, sıradan hayata etkilerini görmek, bu faciayı yaşayanların yaşadıklarını kendi cümleleriyle tüm duygularını yansıtarak dile getirmelerini dinlemek açısından etkileyiciydi.
* Dünya yakın tarihinde tüm insanlığı (insani olarak!), hayvanları ve doğayı etkileyen yüzyılın faciasının sivil ve siyasi yanlarını ele alan kitabı şayet ilginiz dâhilindeyse mutlaka okuyun ve hatta belgeseli de izleyin derim.
* Patlamanın etkisi altındaki bölgeleri nasıl etkilediğini, insanların nasıl kandırıldıklarını, bilinçlendirilmediklerini, siyaset ve maddiyat uğruna nasıl hiçe sayildiklarini okuyun. Yüzyılları bulacak bu patlamanın sonuçları... Dünü, bugünü, yarını acı dolu...
- detaylar blogumda:
http://moonlightcat13.blogspot.com/2018/01/cernobil-duas-svetlana-aleksiyevic.html
Karton Cilt, 1. baskı, 460 sayfa
Nisan2017 tarihinde, Kafka Yayınevi tarafından yayınlandı