Cinsellik ve Sınıf Mücadelesi 1968 yılında yayınlandığında çok kısa bir süre içinde tanındı, birçok dile çevrildi, birçok grup ve siyasi çalışma çevresinde okunup tartışıldı, ayrıca birçok lisede ileri görüşlü öğretmenlerce derste kullanıldı. Görünüşe göre ahlaksal bir ayrılış ve protesto havasına entelektüel bir ses verdi. Kısa bir süre sonra kitap ve içinde ifade edilen ruhsal tutum, köktenleşen ve birdenbire kendilerine proleter öncü güç diyen solcular tarafından da sert bir biçimde eleştirildi. Yeraltına inmek isteyen kadro-komünist, terörist gruplar, fabrikalara girmek isteyen gruplar, eğitim işlerine katılmak isteyen gruplar. Ve az çok doğru çizgi tartışması, yani bütün diğerlerine karşı sınırları oluşturmayla meşgul olanlar. Birdenbire artık cinsellik hakkında değil yalnızca sınıf mücadelesi hakkında konuşuluyordu. Cinsellik ve Sınıf Mücadelesi artık her yandan eleştiriliyordu. Bir bölümü için yeterince anti-yetkeci değildi, diğerleri için fazlasıyla anti-yetkeciydi, başkaları için de yeterince Marksist değildi ve fazlasıyla Frankfurt Okulu özelliği taşıyordu. Birdenbire kadının ve proleter eğitimin kitapta hiç bulunmadığı anlaşıldı. Bir kez daha iki ya da üç yıl sonra Cinsellik ve Sınıf Mücadelesi, herkesin bildiği, ama kimsenin okumadığı bir klasik yapıt haline geldi. Şimdi de, 35 yılı kapsayan bir mesafeden Cinsellik ve Sınıf Mücadelesinin kuramsal çekirdeği, düşünsel merkezi olarak düşündüğüm şeye gelmek istiyorum. Kapitalizmin erken ve tam kapitalizmden geç kapitalizme gelişiminde cinsel olanın işlevsel bir dönüşüme uğradığını gösterdim. Bu işlevsel dönüşümü de iki kullanışlı terime giydirdim: Cinselliğin, tam kapitalizmde bastırılmasından, geç kapitalizmde yönlendirici bütünleşmesine doğru dönüşümü. Reimut Reiche
Cinsellik ve Sınıf Mücadelesi 1968 yılında yayınlandığında çok kısa bir süre içinde tanındı, birçok dile çevrildi, birçok grup ve siyasi çalışma çevresinde okunup tartışıldı, ayrıca birçok lisede ileri görüşlü öğretmenlerce derste kullanıldı. Görünüşe göre ahlaksal bir ayrılış ve protesto havasına entelektüel bir ses verdi. Kısa bir süre sonra kitap ve içinde ifade edilen ruhsal tutum, köktenleşen ve birdenbire kendilerine proleter öncü güç diyen solcular tarafından da sert bir biçimde eleştirildi. Yeraltına inmek isteyen kadro-komünist, terörist gruplar, fabrikalara girmek isteyen gruplar, eğitim işlerine katılmak isteyen gruplar. Ve az çok doğru çizgi tartışması, yani bütün diğerlerine karşı sınırları oluşturmayla meşgul olanlar. Birdenbire artık cinsellik hakkında değil yalnızca sınıf mücadelesi hakkında konuşuluyordu. Cinsellik ve Sınıf Mücadelesi artık her yandan eleştiriliyordu. Bir bölümü için yeterince anti-yetkeci değildi, diğerleri için fazlasıyla anti-yetkeciydi, başkaları için de yeterince Marksist değildi ve fazlasıyla Frankfurt Okulu özelliği taşıyordu. Birdenbire kadının ve proleter eğitimin kitapta hiç bulunmadığı anlaşıldı. Bir kez daha iki ya da üç yıl sonra Cinsellik ve Sınıf Mücadelesi, herkesin bildiği, ama kimsenin okumadığı bir klasik yapıt haline geldi. Şimdi de, 35 yılı kapsayan bir mesafeden Cinsellik ve Sınıf Mücadelesinin kuramsal çekirdeği, düşünsel merkezi olarak düşündüğüm şeye gelmek istiyorum. Kapitalizmin erken ve tam kapitalizmden geç kapita... tümünü göster