Bu kitap Osmanlı devletinin son döneminde doğup yetişen ve cumhuriyetin aydınları arasında yer alan altı şahsın İslam dini ile onun öğretilerini yorumlayıp değerlendirmeleri üzerine yapılmış bir doktora çalışmasıdır. Belirtmek gerekir ki bu aydınlar yetişme biçimleri, bulundukları dönem, yaşadıkları siyasi ve sosyal değişimler açısından büyük önem taşımaktadır. Onların din ve toplum hakkındaki düşüncelerini ve bu düşüncelerin alt yapısını hazırlayan psikolojilerini tespit etmek bugünü anlamamız için bize yardımcı olmaktadır. Büyük başarılar elde etmiş bir neslin çocukarı olarak o dönemin çoğu aydınında müşahede edilen şok etkilenme ve bocalama sözü edilen aydınlarda ieri derecede görülmektedir. XX. Yüzyılın başlarında materyalizm ve pozitivizm gibi inkarcı felsefeler, ortaya çıktıkları Batı fünyasında etkilerini kaybettikleri halde bu çalışmaya bu çalışmaya konu teşkil eden aydın kesiminde hükmünü icra edebiliyordu. Bu sebeple sözü edilen aydınlar Allahı ve O na dayandırılan dini, dini inanç, ibadet, ahlak gibi değer ve hükümlerini, din kurumlarını ve din adamlarını, hatta din etrafında oluşan dil, edebiyat ve sanatı bile inkar ediyorlardı. Buna rağmen aydınlar halkı uyandırmak amacıyla onların İslam dini etrafında yoğrulup oluşan din telakkisini en azından gözardı edilmemesi gereken bir olgu kabul ederek önemsemeleri dikkat çekicidir. Öyle görünüyor ki aydınlar halkı dinin özünden uzaklaştırabilmek için yine dini görünümlü bir söylemi tercih etmişlerdir. Reform çizgisini aşan bu yöntemin günümüzde de bazı kişi ve gruplar tarafından kullanıldığı görülmektedir.
Bu kitap Osmanlı devletinin son döneminde doğup yetişen ve cumhuriyetin aydınları arasında yer alan altı şahsın İslam dini ile onun öğretilerini yorumlayıp değerlendirmeleri üzerine yapılmış bir doktora çalışmasıdır. Belirtmek gerekir ki bu aydınlar yetişme biçimleri, bulundukları dönem, yaşadıkları siyasi ve sosyal değişimler açısından büyük önem taşımaktadır. Onların din ve toplum hakkındaki düşüncelerini ve bu düşüncelerin alt yapısını hazırlayan psikolojilerini tespit etmek bugünü anlamamız için bize yardımcı olmaktadır. Büyük başarılar elde etmiş bir neslin çocukarı olarak o dönemin çoğu aydınında müşahede edilen şok etkilenme ve bocalama sözü edilen aydınlarda ieri derecede görülmektedir. XX. Yüzyılın başlarında materyalizm ve pozitivizm gibi inkarcı felsefeler, ortaya çıktıkları Batı fünyasında etkilerini kaybettikleri halde bu çalışmaya bu çalışmaya konu teşkil eden aydın kesiminde hükmünü icra edebiliyordu. Bu sebeple sözü edilen aydınlar Allahı ve O na dayandırılan dini, dini inanç, ibadet, ahlak gibi değer ve hükümlerini, din kurumlarını ve din adamlarını, hatta din etrafında oluşan dil, edebiyat ve sanatı bile inkar ediyorlardı. Buna rağmen aydınlar halkı uyandırmak amacıyla onların İslam dini etrafında yoğrulup oluşan din telakkisini en azından gözardı edilmemesi gereken bir olgu kabul ederek önemsemeleri dikkat çekicidir. Öyle görünüyor ki aydınlar halkı dinin özünden uzaklaştırabilmek için yine dini görünümlü bir söylemi tercih etmişlerdir. Reform çizgisini a... tümünü göster