Yıl 2027
Türkiye, Avrupa Birliği’ne gireli 5 yıl olmuştur.
AB, Kürt parlementosu için baskı yapmaktadır.
Şehirlerin Sultanı İstanbul, artık bir bilim ve teknoloji merkezidir.
Bir Türk ve Kürt gencin devrim niteliğindeki icadı bütün dünyayı değiştirmek üzeredir. Fakat bu icatları mafyanın da ilgisini çeker.
İsrail, İran’ın nükleer tesislerini bombaladığı için Doğu Anadolu radyoaktif bir çöle dönüşmüştür. Ancak düzenbaz bir borsacı bu felaketi fırsata dönüştürmeyi akıl ederek yüzyılın borsa vurgununu planlar.
İstanbul’un göbeğinde eski bir derviş evi. Mistisizmin peşinde bir macera. Mimar Sinan’ın yapıtlarında gizlediği Allah’ın yüzüncü adını arayanlar…
“Bu yıl sadece bir bilim kurgu romanı okuyacaksanız mutlaka bu kitabı okuyun.”
-Richard Morgan-
Yakın zamanın en tatmin edici bilim kurgu romanı.
-USA Today-
McDonald’ın şaşırtıcı dünyası, tekrar ve tekrar ziyaret edilmeye değer.
-Booklist-
Büyüleneceksiniz… Yılın romanı.
Yıl 2027
Türkiye, Avrupa Birliği’ne gireli 5 yıl olmuştur.
AB, Kürt parlementosu için baskı yapmaktadır.
Şehirlerin Sultanı İstanbul, artık bir bilim ve teknoloji merkezidir.
Bir Türk ve Kürt gencin devrim niteliğindeki icadı bütün dünyayı değiştirmek üzeredir. Fakat bu icatları mafyanın da ilgisini çeker.
İsrail, İran’ın nükleer tesislerini bombaladığı için Doğu Anadolu radyoaktif bir çöle dönüşmüştür. Ancak düzenbaz bir borsacı bu felaketi fırsata dönüştürmeyi akıl ederek yüzyılın borsa vurgununu planlar.
İstanbul’un göbeğinde eski bir derviş evi. Mistisizmin peşinde bir macera. Mimar Sinan’ın yapıtlarında gizlediği Allah’ın yüzüncü adını arayanlar…
“Bu yıl sadece bir bilim kurgu romanı okuyacaksanız mutlaka bu kitabı okuyun.”
-Richard Morgan-
Yakın zamanın en tatmin edici bilim kurgu romanı.
-USA Today-
McDonald’ın şaşırtıcı dünyası, tekrar ve tekrar ziyaret edilmeye değer.
-Booklist-
Büyüleneceksiniz… Yılın romanı.
Bir yerlerde arka yazısına denk gelip okuduğumda, Türkiye'de geçen bir bilim-kurgu olduğu için ve isminden mütevellit Türk-İslâm motifleriyle bilim-kurguyu birleştirdiğini düşündürdüğüm için (ki bilim-kurgulardaki inanç sistemi yokluğu büyük eksikliktir bende) doğruca Yakın'a gidip sipariş ettiğim, neredeyse bir ay da beklediğim kitaptır Derviş Evi. İlk sayfalardaki akıcı ve çekici anlatım uzun zamandır çetrefilli bir bilim-kurgu okumamış bünyeme iyi geldiyse de sonuç iki haftada kendini zar-zor okutan, tam bir Amerikan romanını kitaplığıma kaldırmam oldu. Amerikan popüler roman geleneği sanırım; yazar, kişiler hakkında tanıtım yapmadan, kahramanları içselleştirmeyi geçin, şöyle bir merhabalaşmamıza bile izin vermeden birbirinden tamamen kopuk ve alâkasız mekanlarda geçen bir sürü öyküye bodozlama dalıveriyor. Hikaye vasat. Klasik "Bizimkisi bir aşk hikayesi + 8 yaşındaysanız hayat gerçekten çok zor + Mavi hap mı, kırmızı hap mı = 3?" cümlelerini verdiğim işlemlere tâbi tutmuş. Sona doğru da hikâyeleri olur-olmaz yerlerinden birleştirip Trois Couleurs üçlemesindeki gibi tek sahnede kaynatmaya çalışmış. Araya biraz da azınlık mevzuatı yedirmeye çalışmı. Ama olmamış. Ne kurgusu kurgu, ne bilimi bilim. Sevgili McDonald (Old McDonald had a farm :), bilim-kurgu yazarı yaratıcı olur, canım benim. Minority Report izleyip Matrix izleyip gördüğünü yaz tatilini kompozisyon olarak yazan öğrenci gibi kaleme almaz. Ayrıca, o arka yazısı da sanırım bir başka kitaba ait; çünkü sadece isimler tutuyor, geri kalan anlatı kitabın içinde yok, olan da kırıntı. Toplamak gerekirse; Teletubbies çok daha bilim-kurgu. Üstelik daha heyecanlı bölümleri de var. (Sarılalım sıkı sıkı.)
Yazarın hayal gücü fena değil fakat yer yer öyle sıkıcı oluyor ki, 10 sayfa ilerleyene kadar ömrümden ömür gitti.
Açıkçası BSFA Ödülü'nü nasıl kazandığını anlayamadım. Cümleler yavan, kesinlikle lise tatil kompozisyonu gibi.Dörtte birini zorlukla okuyabildim.
okurken içimin geçtiği bir kitaptı bitirebilmek için olağanüstü bi çaba sarfetmiştim hem bilim kurgunun bana göre olmadığını bir kez daha anlamış oldum beni açmadı bana sorarsanız tavsiye etmem zamanınıza yazık..
Merak ettiğim kitaplardan biriydi, sanırım isimi cezbetmişti ilk olarak... Ama kitaba başladım başlamasına ama ilerlemiyor, gitmiyor.
Roman da anlatım dili sarmayınca, içine çekmeyince ilerlemiyor... Yarım bıraktım bende....
544 sayfa
Haziran2011 tarihinde