Tasavvuf kendini tanımlarken doğrudan doğruya insana, insan gönlüne hitap eden ve insan gönlünden doğaya, Tanrıya bir bütünlük olarak ulaşmayı planlayan bir çerçeve çizer. Tasavvufun bir tür iç deneyim olduğundan bahsedilir. Yine de onu sadece deneyim anlamıyla sınırlamak mümkün değildir, çünkü onun bir de irfâniyet yanı, akılla ilgili yanı vardır. Bu bilgi yalnızca mantıksal çıkarsamaya dayanan bir bilgi değil, aynı zamanda sezgiye, keşfe dayalı bir bilgi yolu olacaktır. Bu bilgi yolunda ilerleyen insanda bir şuur hâli oluşur.
Tasavvuf kendini tanımlarken doğrudan doğruya insana, insan gönlüne hitap eden ve insan gönlünden doğaya, Tanrıya bir bütünlük olarak ulaşmayı planlayan bir çerçeve çizer. Tasavvufun bir tür iç deneyim olduğundan bahsedilir. Yine de onu sadece deneyim anlamıyla sınırlamak mümkün değildir, çünkü onun bir de irfâniyet yanı, akılla ilgili yanı vardır. Bu bilgi yalnızca mantıksal çıkarsamaya dayanan bir bilgi değil, aynı zamanda sezgiye, keşfe dayalı bir bilgi yolu olacaktır. Bu bilgi yolunda ilerleyen insanda bir şuur hâli oluşur.