Mircea Eliade, anıtsal eserlerinin -Dinler Tarihine Giriş, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi- bu cildinde de dinsel düşünceler tarihinin haritasını çıkarmaya devam ediyor. Eski Çin, Brahmancılık, Hinduizm, Budha ve çağdaşları, Roma, Kelt ve Cermen dinleri, Yahudilik, Helenistik dönemin dinsel düşünceleri, mesihçilik ve binyılcı hareketler, dünyanın sonu üzerine spekülasyonlar, İrandaki dinsel sentezler ve Hıristiyanlığın doğuşu, tüm bunlar haritanın bu ciltteki parçalarını oluşturuyor. Diğer ciltlerde olduğu gibi bölüm sonlarındaki zengin kaynakçalar, profesyonel araştırmacılara yol gösterici nitelikte.Bir kez daha anlıyoruz ki, Eliadeyi aynı konuda çalışan diğer araştırmacılardan ayıran en büyük özelliği dinler tarihini anlatırken mitleri, teolojiyi, tarih ve felsefeyi büyük bir ustalıkla sentezlemesi ve böylece insanın düşünce tarihini de anlatmayı başarmasıdır. Onun eserlerinin en çarpıcı noktası, söylemsel ya da simgesel olarak tüm teolojilerde, mitolojilerde ve liturijilerde bulunan temel yapıları ortaya koyması; dinin, kendini oluşturan öğelerden farklı bir sistem, eklemli bir düşünce, bir dünya görüşü olduğunu söylemesidir. Eliade külliyatının, dinler tarihinin görüngüler labirentinde kaybolmuş okuyucunun zihin karışıklığını gidereceği, ona net bir harita sunacağı kesin.
Mircea Eliade, anıtsal eserlerinin -Dinler Tarihine Giriş, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi- bu cildinde de dinsel düşünceler tarihinin haritasını çıkarmaya devam ediyor. Eski Çin, Brahmancılık, Hinduizm, Budha ve çağdaşları, Roma, Kelt ve Cermen dinleri, Yahudilik, Helenistik dönemin dinsel düşünceleri, mesihçilik ve binyılcı hareketler, dünyanın sonu üzerine spekülasyonlar, İrandaki dinsel sentezler ve Hıristiyanlığın doğuşu, tüm bunlar haritanın bu ciltteki parçalarını oluşturuyor. Diğer ciltlerde olduğu gibi bölüm sonlarındaki zengin kaynakçalar, profesyonel araştırmacılara yol gösterici nitelikte.Bir kez daha anlıyoruz ki, Eliadeyi aynı konuda çalışan diğer araştırmacılardan ayıran en büyük özelliği dinler tarihini anlatırken mitleri, teolojiyi, tarih ve felsefeyi büyük bir ustalıkla sentezlemesi ve böylece insanın düşünce tarihini de anlatmayı başarmasıdır. Onun eserlerinin en çarpıcı noktası, söylemsel ya da simgesel olarak tüm teolojilerde, mitolojilerde ve liturijilerde bulunan temel yapıları ortaya koyması; dinin, kendini oluşturan öğelerden farklı bir sistem, eklemli bir düşünce, bir dünya görüşü olduğunu söylemesidir. Eliade külliyatının, dinler tarihinin görüngüler labirentinde kaybolmuş okuyucunun zihin karışıklığını gidereceği, ona net bir harita sunacağı kesin.
480 sayfa