Her şiir, şairin durmaksızın yazdığı o tek büyük şiirin bir parçasıysa eğer, her öykü de yazarının oluşturmaya çalıştığı o tek, büyük metnin bir parçasıdır... Öyleyse son satıra SON sözcüğünü yerleştirmekle sona erdirmek mümkün olabilir mi bir öyküyü, yazılacak ya da yazılmış her öykü bir öncekinin eksiğini tamamlamak kaygısını taşıyorken içinde?.. Bu yüzden de bir öykünün hiçbir zaman gerçek anlamda bitebileceğine inanmıyor bu öykünün yazarı... Biçilen her son, öykünün yeniden doğuşundan başka nedir ki?.. Böyle diyor Zeynep Aliye, 1997 Orhan Kemal Öykü Ödülünü ve 1996 Haldun Taner Öykü Ödülü Üçüncülüğünü alan Diş İzlerinin arka kapağında.
Her şiir, şairin durmaksızın yazdığı o tek büyük şiirin bir parçasıysa eğer, her öykü de yazarının oluşturmaya çalıştığı o tek, büyük metnin bir parçasıdır... Öyleyse son satıra SON sözcüğünü yerleştirmekle sona erdirmek mümkün olabilir mi bir öyküyü, yazılacak ya da yazılmış her öykü bir öncekinin eksiğini tamamlamak kaygısını taşıyorken içinde?.. Bu yüzden de bir öykünün hiçbir zaman gerçek anlamda bitebileceğine inanmıyor bu öykünün yazarı... Biçilen her son, öykünün yeniden doğuşundan başka nedir ki?.. Böyle diyor Zeynep Aliye, 1997 Orhan Kemal Öykü Ödülünü ve 1996 Haldun Taner Öykü Ödülü Üçüncülüğünü alan Diş İzlerinin arka kapağında.