Sınıfların ortadan kalkması hayret verici bir şey. Herkes eşit, herkes aynı düzeyde, herkes kötü dikilmiş eski püskü giysiler içinde, ayaklarında kalitesiz ayakkabılar var. Hiç acele etmiyorlar, telaş yok, sanki yaşamak için her şeyi ağırdan alıp tüm vakitlerini kullanıyorlar. Burada da köylerdeki aynı saf, iyi kalpli ve sağlıklı kalabalık kitleler var ama devasa boyutlarda.
Doğu Avrupa’da Yolculuk Gabriel García Márquez’in 1950’lerde gazeteci olarak Doğu Avrupa’daki sosyalist ülkelere yaptığı seyahatin bir güncesi. Doğu Almanya’dan başlayıp Çekoslovakya, Polonya, Macaristan ve Sovyetler Birliği’ne uzanan bu serüven boyunca okurlar Márquez’in hem yol arkadaşları ve tanıştığı kişilere dair gözlemlerini hem de dönemin toplumsal ve siyasi gelişmeleriyle ilgili yorumlarını bulacaklar, elbette hepsi yazarın kendine has renkli anlatımıyla.
Sınıfların ortadan kalkması hayret verici bir şey. Herkes eşit, herkes aynı düzeyde, herkes kötü dikilmiş eski püskü giysiler içinde, ayaklarında kalitesiz ayakkabılar var. Hiç acele etmiyorlar, telaş yok, sanki yaşamak için her şeyi ağırdan alıp tüm vakitlerini kullanıyorlar. Burada da köylerdeki aynı saf, iyi kalpli ve sağlıklı kalabalık kitleler var ama devasa boyutlarda.
Doğu Avrupa’da Yolculuk Gabriel García Márquez’in 1950’lerde gazeteci olarak Doğu Avrupa’daki sosyalist ülkelere yaptığı seyahatin bir güncesi. Doğu Almanya’dan başlayıp Çekoslovakya, Polonya, Macaristan ve Sovyetler Birliği’ne uzanan bu serüven boyunca okurlar Márquez’in hem yol arkadaşları ve tanıştığı kişilere dair gözlemlerini hem de dönemin toplumsal ve siyasi gelişmeleriyle ilgili yorumlarını bulacaklar, elbette hepsi yazarın kendine has renkli anlatımıyla.
1950 lerin sovyet rejimi ve nazi zulmünden sonra doğu avrupa ve rusyada yaşanan yıkımları ve sonucunda halkın yeniden toparlanma çabalarını kendi gözünden anlatmış...
Marquez’in 1950’lerde Demir Perde ülkelerine yaptığı seyahatin güncesi. Yazarın bizzat yerinde gözlemlediklerini o renkli üslubuyla aktarmış olması bir yana, tarihsel olarak da yerinde yapılmış bu gözlemler çok önemli. Doğu Almanya’dan Sovyetler Birliği’ne kadar gezdiği ülkelerin savaş sonrası durumları, insanların günlük dertleri, sistemlerin pratik hayattaki karşılığı oldukça dikkat çekici. Sadece gezi kitabı olarak bakıldığında yol maceralarını, eğlenceli yorumlarını ve aksilikleri samimiyetle paylaşması okuyucu ile aynı trende yol alıp karşılıklı sohbet ediyormuş hissi veriyor. Diğer yandan, geçen zamanla birlikte yazarın ne kadar isabetli tespitler yapmış olduğu da fark ediliyor.
Karton Cilt, 144 sayfa
Ağustos2016 tarihinde, Can Yayınları tarafından yayınlandı