Jack London, başeserleri arasında sayılan bu roman kolay yazmadı. Çürümesi, solması, yaprak dökümüyle, filizlenmesi, hasatıyla bir insan tarlası halideki DOĞU YAKASInda, kendisi de diğer işsizler gibi günü gününe, ve çoğunlukla aç, ekmeksiz olarak yaşadı. Bu en acımasız gerçekliğin bütün eziciliğini kendi sırtında duydu. Acılara malolmuş bu gözlemleri romanlaştırdığı zaman dünya kamuoyu büyük bir şaşkınlık duymuştu. Bütün bunlar gerçek olabilir miydi? Jack Londonun usta kalemi gerçeği bütün çıplağıyla ama estetik yetkinlikle sergilemektedir.Londranın doğu yakasının derinliklerine dalmak için yardımlarına başvurduğum dostlar, bana, kısa yoldan: «iyi güzel ama, böyle bir şeyi gerçekleştiremeceğini sen de biliyorsun,» dediler. Sonra akıllarına yepyeni bir düşünce doğmuş gibi, eklediler; «Bu iş için polise başvurman çok iyi olur.» Tut ki karşılarında, aklı bir karış havada olan çılğının biri vardı ve onlar bu psikolojik gerilimi sağlayabilmek için olağanüstü bir çabayla kendi kendilerine zorlanıyorlardı.
Jack London, başeserleri arasında sayılan bu roman kolay yazmadı. Çürümesi, solması, yaprak dökümüyle, filizlenmesi, hasatıyla bir insan tarlası halideki DOĞU YAKASInda, kendisi de diğer işsizler gibi günü gününe, ve çoğunlukla aç, ekmeksiz olarak yaşadı. Bu en acımasız gerçekliğin bütün eziciliğini kendi sırtında duydu. Acılara malolmuş bu gözlemleri romanlaştırdığı zaman dünya kamuoyu büyük bir şaşkınlık duymuştu. Bütün bunlar gerçek olabilir miydi? Jack Londonun usta kalemi gerçeği bütün çıplağıyla ama estetik yetkinlikle sergilemektedir.Londranın doğu yakasının derinliklerine dalmak için yardımlarına başvurduğum dostlar, bana, kısa yoldan: «iyi güzel ama, böyle bir şeyi gerçekleştiremeceğini sen de biliyorsun,» dediler. Sonra akıllarına yepyeni bir düşünce doğmuş gibi, eklediler; «Bu iş için polise başvurman çok iyi olur.» Tut ki karşılarında, aklı bir karış havada olan çılğının biri vardı ve onlar bu psikolojik gerilimi sağlayabilmek için olağanüstü bir çabayla kendi kendilerine zorlanıyorlardı.
20 yy.'ın başları. İngiltere'nin Londra'sında Doğu Yakası denen, bilenlerin bilmezlikten geldikleri, bilmeyenlerin öğrenmek istemeyecekleri bir yer.
Jack London, hayatta kalmanın zor olduğu bu ortama bizzat girip, gözlem yapmış ve bunu kitap haline getirmiştir.
Kitapta, devletin bu sefalet, pislik içinde yaşayan insanlara nasıl arkasını döndüğünü, Doğu Yakası'na İngiltere'de değilmiş gibi davrandığını sıkça vurgulanıyor.
George Orwell'in Paris ve Londra'da Beş Parasız kitabıyla benzerlikler taşıyan bu kitap, bir milyon civarındaki insanın insandışı koşullarda hayatta kalmaya çalışırken yaşadıkları sefaleti gözler önüne seriyor. Ayrıca, bu ortamda yaşayan birinin kendi çabalarıyla bu yaşamdan kurtulmasının ne kadar zor olduğu da okuyucunun gözüne sokuluyor.
Daha büyük sefalet nerede yaşanmıştır diye düşününce, bunun bir ötesi heralde Çin'deki kıtlık olabilir diyorum.
İlginizi çekiyorsa okuyun, halimize şükretmek için birebir.