Dokunma yoluyla kendi kişisel tarihimizden daha uzun ve daha geniş bir tarihte yer alıyor olduğumuz duygusunu yaşarız. Dokunma, beden-dünya iletişimi sorgulamasında görme ve dokunma duygularını karşı karşıya koyar: Her ne kadar görme baktığımız şeylere sahip olduğumuz duygusunu veriyorsa da, yaşadığımız dünyanın bir parçası haline gelmemiz için uzaklıkları bedenimizle aşmamız, yalnızca birer gözlemci değil, dokunan bireyler haline gelmemiz gerekir. Gerçekliğe egemen olduğumuz hissini veren görme duygusunu temel aldığımızda yaşamın belirsizliklerinden ve acılarından kaçabiliriz, ama yaşamla bire bir etkileşimimizi de yitirmiş oluruz.Seçkin bir edebiyat düşünürü olan Gabriel Josipovici, Charlie Chaplinin Sahne Işıklarından Proustun Kayıp Zmanın İzindesine, spor dünyasından bağımlılık duygusuna, Sophoklesin bir oyunundan Ortaçağ hac yolculuklarına, büyükanne ve büyükbabasının düğün fotoğrafından Chardinin gizemli resimlerine uzanan yolculukta dokunma duygusunun yaşamdaki yeri üzerine ilginç ve önemli yorumlar getiriyor. Josipovici, kitaplardan, filmlerden, kültür tarihinden ve kendi deneyimlerinden hareket ederek, ancak dokunma duygusunu öne çıkardığımızda ve uzaklığa saygı duyup, gene de onu yenmeye çalıştığımızda dünyayla daha rahat iletişim kurabileceğimizi ortaya kouyuor. Ona göre, bakmak hiçbir şeye mal olmaz, oysa dokunmak hem bir seçimi, hem de bir bedeli içerir.Akıcı bir dille, geniş bir hayal gücüyle yazılmış olan Dokunma, farklı okumalara açık, beden-dünya ilişkisine yeni bir açıdan bakmamızı sağlayacak bir kitap...
Dokunma yoluyla kendi kişisel tarihimizden daha uzun ve daha geniş bir tarihte yer alıyor olduğumuz duygusunu yaşarız. Dokunma, beden-dünya iletişimi sorgulamasında görme ve dokunma duygularını karşı karşıya koyar: Her ne kadar görme baktığımız şeylere sahip olduğumuz duygusunu veriyorsa da, yaşadığımız dünyanın bir parçası haline gelmemiz için uzaklıkları bedenimizle aşmamız, yalnızca birer gözlemci değil, dokunan bireyler haline gelmemiz gerekir. Gerçekliğe egemen olduğumuz hissini veren görme duygusunu temel aldığımızda yaşamın belirsizliklerinden ve acılarından kaçabiliriz, ama yaşamla bire bir etkileşimimizi de yitirmiş oluruz.Seçkin bir edebiyat düşünürü olan Gabriel Josipovici, Charlie Chaplinin Sahne Işıklarından Proustun Kayıp Zmanın İzindesine, spor dünyasından bağımlılık duygusuna, Sophoklesin bir oyunundan Ortaçağ hac yolculuklarına, büyükanne ve büyükbabasının düğün fotoğrafından Chardinin gizemli resimlerine uzanan yolculukta dokunma duygusunun yaşamdaki yeri üzerine ilginç ve önemli yorumlar getiriyor. Josipovici, kitaplardan, filmlerden, kültür tarihinden ve kendi deneyimlerinden hareket ederek, ancak dokunma duygusunu öne çıkardığımızda ve uzaklığa saygı duyup, gene de onu yenmeye çalıştığımızda dünyayla daha rahat iletişim kurabileceğimizi ortaya kouyuor. Ona göre, bakmak hiçbir şeye mal olmaz, oysa dokunmak hem bir seçimi, hem de bir bedeli içerir.Akıcı bir dille, geniş bir hayal gücüyle yazılmış olan Dokunma, farklı okumalara açık, beden-dünya ilişkisine y... tümünü göster
Karton Cilt, 196 sayfa
1997 tarihinde, Ayrıntı Yayınları tarafından yayınlandı