Bu kitapta başarılı bir subay olan Samet Kuşçu'nun Demokrat Parti hükümetine "darbe yapacaklar" uyarısında bulunması ve sonrasında yaşanan gelişmeler, belgeleriyle inceleniyor.
Kuşçu'nun uyarısından sonra hükümet içinde cunta taraftarları; "orduyu yıpratmayalım" diyerek Menderes'i ikna ederler. Cuntanın hükümet içindeki "sivil" uzantılar; "TSK bu işi kendi içinde halleder" diyerek olayı örtbas etmeyi başarır. İhbar mektuplarını yok eden Millî Savunma Bakanı Yaveri Adnan Çelikoğlu'nun cuntacı olduğu ancak 27 Mayıs sabahında anlaşılır.
Cuntanın tek şahidi olan Kuşçu'yu, basın yoluyla itibarsızlaştıran ısmarlama haberler yapılır. Askerî okulları birincilikle bitiren, Kurmay Binbaşı Kuşçu'ya; darbeyi destekleyen basın tarafından; "Aklî dengesi yerinde değil" iftirası bile atılır.
Sonuçta cuntacılar aklanır, Kuşçu mahkûm edilir ve "masum" denilen cuntacılar 27 Mayıs 1960 Darbesi'ni gerçekleştirir.
Bu kitapta başarılı bir subay olan Samet Kuşçu'nun Demokrat Parti hükümetine "darbe yapacaklar" uyarısında bulunması ve sonrasında yaşanan gelişmeler, belgeleriyle inceleniyor.
Kuşçu'nun uyarısından sonra hükümet içinde cunta taraftarları; "orduyu yıpratmayalım" diyerek Menderes'i ikna ederler. Cuntanın hükümet içindeki "sivil" uzantılar; "TSK bu işi kendi içinde halleder" diyerek olayı örtbas etmeyi başarır. İhbar mektuplarını yok eden Millî Savunma Bakanı Yaveri Adnan Çelikoğlu'nun cuntacı olduğu ancak 27 Mayıs sabahında anlaşılır.
Cuntanın tek şahidi olan Kuşçu'yu, basın yoluyla itibarsızlaştıran ısmarlama haberler yapılır. Askerî okulları birincilikle bitiren, Kurmay Binbaşı Kuşçu'ya; darbeyi destekleyen basın tarafından; "Aklî dengesi yerinde değil" iftirası bile atılır.
Sonuçta cuntacılar aklanır, Kuşçu mahkûm edilir ve "masum" denilen cuntacılar 27 Mayıs 1960 Darbesi'ni gerçekleştirir.
186 sayfa
2012 tarihinde, Kaynak Kültür Yayınları tarafından yayınlandı