Viktorya Döneminin ahlakçı paranoyasının insan bilincinde yarattığı yarılmayı yansıtan heyecan yüklü bir başyapıt...Bilinmeyeni kurcalayan ve vücut kimyasının insan psikolojisi üzerindeki etkisi üzerine içerdiği hayal gücüyle yüz yıl öncesinden geleceğe bakabilen bir eser..Dr. Jekyll ve Mr. Hyde, bir insanın ruhundaki iki farklı kişiliğin; iyinin ve kötünün etkileyici ve heyecan yüklü çatışmasını anlatıyor. Öykünün ürpertici gizemi ve bir adamın ikili doğasının zeki ve hassas biçimde portrelenmesi, Stevensonun yüz yıl sonra bile bizleri eksilmeyen bir dehşet ve duygusallıkla etkileyen çok büyük ve usta bir yazar olduğunu ortaya koyuyor.
******
Kişilik bölünmesini konu edinen Dr. Jekyll ve Mr. Hyde, iyi-kötü, güzel-çirkin, şeytan-melek gibi zıt vasıfların insanda aynı anda bulunabileceğini, kitabın ana karakteri Dr. Jekyllın kendi kişiliğinin iyi ve kötü yanlarını birbirinden ayırmak istemesiyle ortaya koyar. Bu istek kontrol edilemez bir hal alır ve onu gizemli bir cinayetin eşiğine kadar götürür. Artık bu cinayetten sonra Dr. Jekyllın yaşamı, içinden çıkılmaz bir karmaşaya dönüşmüştür. 1886da yayınlandığında çok büyük bir satış rakamına ulaşan kitap, iyinin ve kötünün insan bedeni içindeki savaşını anlatan çarpıcı bir öyküdür. Korku ile doğaüstü öğeleri kitaplarında çok iyi kullanan Robert Louis Stevenson, kitapta insanın içsel hesaplaşmasının mükemmel bir tablosunu çizmektedir. Yazar, romanda fantastik bir serüvenle, psikolojik bir tahlili başarılı bir şekilde birleştirmiştir. Kitap, başarısından dolayı yaklaşık 123 kez sinemaya uyarlanmış ve birçok yapıma da ilham vermiştir.
İki farklı ruhu aynı bedende yaşatmanın acı ve çelişkilerini ustalıkla anlatan bu büyük klasik, insanın isimlendirilmemiş arzularına yeni bir anlayış ve bakış açısı kazandıran ahlaki bir fabldır.
************
Dr. Jekyll her geçen gün daha az görünmeye başlıyor ve Mr. Hyde adlı esrarengiz kişilik ise daha belirgin bir hale geliyordu. Dr. Jekyllın dostları, onlara gönderilen mesajların da etkisiyle, Jekyllın yaşamına her gün biraz daha girmek zorunda kalıyorlardı. Bu yeni cinayetlere yol açabilecek önemli bir gelişmeydi...Dr. Jekyll ve Mr. Hyde, insanın gizlemiş olduğu kişiliğiyle toplumsal kimliğinin arasındaki farkın, bazen uçurumlar kadar derin olabileceğini ve insanın iyi-kötü sıfatlarıyla nitelediğimiz yanlarının aynı kişide eşzamanlı görülebileceğinin ustaca işlendiği bir gerilim, korku klasiği olarak yüz yılı aşkın bir süredir yerini korumaktadır.
************
Sadece Hollywoodun değil, Avrupa sinemasının da vazgeçemediği bir kaynak olan Dr. Jekyll ve Mr. Hyde, yirmiden fazla filmin konusu olmuştur. İnsanlığın felsefe, düşünce ve etik tarihi kadar eski olan iyi-kötü çatışması burada bir kez daha karşımıza çıkar. Saygın doktor Jekyll, içtiği ilaç sonucu kötü ruhlu, ürkütücü Mr. Hydea dönüşmektedir. Çevresinde iyi, kibar ve kültürlü bir kişi olarak bilinen Dr. Jekyllın ikinci kişiliği, toplumun iki yüzlü ahlakına da işaret eder. Victoria çağı orta yaş erkeklerinin Edinburgh ve Londra dünyalarında dolaşan Stevenson, bize yüzeyi parlak bir dünyanın altında fokurdayan bataklığı da göstermek istemiştir. Dr. Jekyll ve Mr. Hyde: Ruhun parçalanmışlığı.
******
Viktorya Döneminin ahlakçı paranoyasının insan bilincinde yarattığı yarılmayı yansıtan heyecan yüklü bir başyapıt...Bilinmeyeni kurcalayan ve vücut kimyasının insan psikolojisi üzerindeki etkisi üzerine içerdiği hayal gücüyle yüz yıl öncesinden geleceğe bakabilen bir eser..Dr. Jekyll ve Mr. Hyde, bir insanın ruhundaki iki farklı kişiliğin; iyinin ve kötünün etkileyici ve heyecan yüklü çatışmasını anlatıyor. Öykünün ürpertici gizemi ve bir adamın ikili doğasının zeki ve hassas biçimde portrelenmesi, Stevensonun yüz yıl sonra bile bizleri eksilmeyen bir dehşet ve duygusallıkla etkileyen çok büyük ve usta bir yazar olduğunu ortaya koyuyor.
******
Kişilik bölünmesini konu edinen Dr. Jekyll ve Mr. Hyde, iyi-kötü, güzel-çirkin, şeytan-melek gibi zıt vasıfların insanda aynı anda bulunabileceğini, kitabın ana karakteri Dr. Jekyllın kendi kişiliğinin iyi ve kötü yanlarını birbirinden ayırmak istemesiyle ortaya koyar. Bu istek kontrol edilemez bir hal alır ve onu gizemli bir cinayetin eşiğine kadar götürür. Artık bu cinayetten sonra Dr. Jekyllın yaşamı, içinden çıkılmaz bir karmaşaya dönüşmüştür. 1886da yayınlandığında çok büyük bir satış rakamına ulaşan kitap, iyinin ve kötünün insan bedeni içindeki savaşını anlatan çarpıcı bir öyküdür. Korku ile doğaüstü öğeleri kitaplarında çok iyi kullanan Robert Louis Stevenson, kitapta insanın içsel hesaplaşmasının mükemmel bir tablosunu çizmektedir. Yazar, romanda fantastik bir serüvenle, psikolojik bir tahlili başarılı bir şekilde birleş... tümünü göster
Bu kitap yazıldığında henüz psikoloji bilimi yeni kuruluyor olduğundan bu gün bizim için normal gözüken şeyler o zamanlar oldukça farklı görülüyormuş. Bu gün insanın içinde iyi ve kötünün yüce ve basit değerlerin birlikte yer aldığını biliyor ve normal görüyoruz. Ama Victoria dönemi İngilteresi için bu durum kabul edilemezdi. Bir insanın ve aynı bedenin içinde birden çok kişilik olması durumuna kişilik bölünmesi deniliyor. Yaşanan travmalara bağlı olarak gerçek kişilik bölünüyor. Hatta bazı durumlarda kişiliklerin birbirlerinden haberlerinin olmadığı bile oluyor. Tedavi ile kişilikler birleşerek bir bütün oluşturabiliyorlar.
Robert L. Stevenson bir 19. yüzyıl insanı olduğundan ve o devirlerde insanlık deneyler yolu ile bir çok keşif yaptığından kişilik bölünmesini bir deney sonucu olarak göstermiş.
Bu olağanüstü romanı ilk gençliğimde okumuştum. Şizofren olduğu söylenen Dr. Jekyll'in, aslında içimdeki dizginlenemez, yekpare öfkenin tam da karşılığı olduğunu anladığım ikinci kişiliği Mr. Hyde ile tanımıştım insanın içindeki Şeytan'ı. Aslında -bana kalırsa- ne doktor şizofrendi ne de Mr. Hyde onun alt benliğiydi. İnsanın sonsuz karanlığının ve dinmez öfkesinin tezahürüydü Mr. Hyde. Hepimizin içinde yatan değişimin tezahürü.
Daha sonraları, Sabahattin Ali'nin "İçimizdeki Şeytan"ını okuduğumda onun bu fikirleri nereden edindiğini ya da en azından o romanı yazarken hangi kitaptan ilham aldığını çok iyi biliyordum.
Deney 19. yüzyıl modernleşmesinin en önemli unsuruydu. Bir tarafta sanayileşme, diğer tarafta doğa bilimlerinde birbirini izleyen önemli buluşlar ve devrimler, dönemin romancılarını derinden etkilemişti. Deneylerin muhtemel sonuçları ile ilgili romanlar içinde Dr. Jeckyll ve Mr. Hyde, Frankenstein (Mary Shelley) ve Dr. Moreau'nun Adası (H.G. Wells) ile beraber yüzyılın en etkileyici romanları oldular.
Kolayca okunan, akıcı, çarpıcı bir roman.
Bugün ve hatta ilk sahnelendiğinden beri sırrı açığa çıkmış olsa da kitabın en büyük başarısı Dr. Lanyon'un tanıklığına kadar Jekyll ve Hyde'ın aynı kişi olduğuna dair hiç açık verilmemiş olması. Bile bile okuduğum için özellikle algıda seçeyim dedim ama yok yani. Tabi kişiliklerin görünümlerinin de farklı olması gibi kimyasal bir fark söz konusu. Yine de çok cesur bir adım. O günden bugüne halen üzerinde karara varılamamış bir konu olarak etiksel çatışma eser boyunca kendini gösteriyor. Jekyll'ın Hyde ile ilgili sorumlulukları tamamen başka bir insan kayıtsızlığında takip etmesi, kendisinin ortadan kalkması durumunda Hyde olarak yaşamına devam edebilmek için geleceğini garanti altına alması ve kontrolü yitirene kadar pişmanlık hissetmemesi gibi noktalar dikkat çekici. Eserin sonunda ciddi bir inceleme de var. Merak edilen bir çok noktaya değinilmiş. Yalnız önsözü de kitabı bitirdikten sonra okuyun derim.
kötülük tanımlaması ve değerlendirmesi itibariyle, insanın nasıl bir canlı olduğunu anlatan okunası kitap.
en başta nasıl sıktı:(((
sonra fark ettim ki agatha christie nin sıkıcılaştırılmış versyonu.
yani bence öyleydi.
katılmayan olabilir ama bana sıkıcı geldi.
sonlara doğru bir kafa karıştırdı ama meraktan hemen okumak istedim.
veee bitti.
Muhteşem bir hayal gücü. Daha ilgi çekici olansa Jekyll'in kendi elleriyle oluşturduğu başka bir "Jekyll'i" sonunda reddetmesi. En başından onu sahiplenmiş, cinayetten sonra bile ondan vazgeçememiş olmasına rağmen iş yine kendine dönünce doktor uyandı. Herkes için en büyük kötülük kendine yapılan değil mi zaten? Ve sonunda bile sorumluluğu reddetmesi:
"Bunu ancak Allah bilir, benim umrumda değil. Bu benim gerçek ölüm saatim, bundan sonrası beni değil, başka birini ilgilendirir."
"Sonuçta suçlu olan sadece Hyde'dı, sadece Hyde. Jekyll ondan kötü değildi. İyi niteliklerinin farkına varmaya başlamıştı yine."
Şahane bir kitaptı, ilk sayfalarda gizemli iki kişi araştırılırken, son bölümde yapılan tatmin edici açıklamalar ve insanın karanlık yönündeki tespitler mükemmeldi. Ölümsüz bir eser. Okunmalı, okutulmalı...
Gündüz insan, gece kurt olan bu 2 insanın macerasını okuyun derim. gerçekten çok güzel.
104 sayfa