Düşlerimin Rengi Bu

Dünyaca ünlü Katalan ressam Miró ile atölyesinde Georges Raillard tarafından gerçekleştirilen bu Söyleşiler, yalnızca tüm yaşamı boyunca dili ikinci plana atmış olan bir sanatçının Bretondan Desnosya, Picassodan Daliye kadar birçok sanatçıyla olan anı ve dostluklarını değil, aynı zamanda ve daha önemlisi sanat yapıtının ortaya çıkışındaki o kaotik ve dile getirilemez durumu betimlemesi açısından da son derece ilgi çekici. Bir zamanlar Mağara devrinden beri düşüşte resim diyebilmiş bir ressam: Miró, çizginin ve rengin efendisi, bir leke ustası... TADIMLIKMirónun suskunlukları dillere destandır. Gerçeküstücülüğün anılarını kaleme alanların, Mirónun yaşamöyküsünü kağıda dökenlerin geçmek zorunda olduğu bir geçittir bu suskunluk. Gerçek şu ki, Miróyu konu alan anlatı bulmak güçtür. Kuşkusuz doğası gereği böyle, kendisi de kabul ediyor pek dışarı vurmadığını içinde olup biteni, ama bir yandan da kişiliğinin bu özelliğinin giderek değiştiğini ileri sürüyor. Miró günümüzde sanatçının yaptığı sarsıcı açıklamalar sayesinde kendini bir soytarı saydırmasından ve ne yöne gideceğini şaşırmış bir kitlenin bağrında, sanatın gerçek kimliğine zarar vermesinden nefret eder.Bu tür sanatçının tam tersidir Miró. Tüm yaşamı boyunca tuvallerinin ardına gizlenmiş, gözlerden uzak kalmayı yeğlemiştir. Tuvali: gözlerinin şeylerin arasında gördüklerini, elinin geniş, kesintili hareketler ya da şaşmaz bir ustalıkla –tam bir kalemkâr ustalığıyla– yansıttığı beklenmedik görüntüleri biz de görebilelim diye, yıllardır inşa ettiği, boyadığı, düşleriyle damgaladığı tuvallerden oluşan bu uzun diziyi bizlere doğru çevirir. İnsanlara kendini tanıtırken sunmak istediği portre, bir sürü sır ve de tepelere kadar varan hazineden oluşmuyor ki. Yaptığı döküm şiir eyleminde yer alır, hep kendinden önde gider.Onun için en gerçek olan şey, durmadan art arda getirdiği düşlerinin görüntüsüdür yalnız. İşte, iletilebilir bu bedeni bizim bedenimiz kılmak ister Miró. İlk başta, ışığı geçirgen değil bu beden; zaman zaman da şaşırtıcı ve doğrusu Mirónun en nefret ettiği –buna zihinsel tembellik der– durumdan çıkmamıza son derece uygun bir beden. İnsan olarak son derece alçakgönüllü, sanatçı olarak ise kibirli, ama bunlar birbirinden ayrılamaz ki zaten. İnsan yanı sıvışıp kaçar; sanatçı yanı ise ardında talihli bir uyuma ait biçimler bıraktığından emindir, hatta bunlar yeni biçimler olmakla kalmayıp insanların yaşamını değiştirebilecek, uyum bozucu güçler de olan biçimlerdir. Bilgi, devrim ve mutluluk birbirine bağlıdır Miróda. Yapıtlarını izleyenleri özgürlük mesleğinin çırağı kılmak ister: tuvalin üstünde yer alan renk ve çizgiler arasındaki yolları izleyicinin kendisi bulmalıdır.

Dünyaca ünlü Katalan ressam Miró ile atölyesinde Georges Raillard tarafından gerçekleştirilen bu Söyleşiler, yalnızca tüm yaşamı boyunca dili ikinci plana atmış olan bir sanatçının Bretondan Desnosya, Picassodan Daliye kadar birçok sanatçıyla olan anı ve dostluklarını değil, aynı zamanda ve daha önemlisi sanat yapıtının ortaya çıkışındaki o kaotik ve dile getirilemez durumu betimlemesi açısından da son derece ilgi çekici. Bir zamanlar Mağara devrinden beri düşüşte resim diyebilmiş bir ressam: Miró, çizginin ve rengin efendisi, bir leke ustası... TADIMLIKMirónun suskunlukları dillere destandır. Gerçeküstücülüğün anılarını kaleme alanların, Mirónun yaşamöyküsünü kağıda dökenlerin geçmek zorunda olduğu bir geçittir bu suskunluk. Gerçek şu ki, Miróyu konu alan anlatı bulmak güçtür. Kuşkusuz doğası gereği böyle, kendisi de kabul ediyor pek dışarı vurmadığını içinde olup biteni, ama bir yandan da kişiliğinin bu özelliğinin giderek değiştiğini ileri sürüyor. Miró günümüzde sanatçının yaptığı sarsıcı açıklamalar sayesinde kendini bir soytarı saydırmasından ve ne yöne gideceğini şaşırmış bir kitlenin bağrında, sanatın gerçek kimliğine zarar vermesinden nefret eder.Bu tür sanatçının tam tersidir Miró. Tüm yaşamı boyunca tuvallerinin ardına gizlenmiş, gözlerden uzak kalmayı yeğlemiştir. Tuvali: gözlerinin şeylerin arasında gördüklerini, elinin geniş, kesintili hareketler ya da şaşmaz bir ustalıkla –tam bir kalemkâr ustalığıyla– yansıttığı beklenmedik görüntüleri biz de görebilelim d... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri

196 sayfa


ISBN
9750810333

Etiketler: söyleşi-röportaj

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

janeyre
1 kişi

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski