masanın üstüne kendi bedenini koyacaksın ve hiç acımadan ve elin hiç titremeden vurabileceksin neşteri. taaa... en derin, en gizli, ayna karşısında bile suratına dik dik bakarken kendi kendine itiraf etmeye korktuğun, şuurunun en derin, en karanlık köşelerinde saklanmış düşüncelerini, anılarını, korkularını, nefret ve kinlerini, sevgi ve ihtiraslarını beyninin o grift labirentlerinden gün ışığına çıkartacaksın. kolay iş değil... öyle her önüne gelen yazamaz... yazmaz. hele, tanrı korusun, özeleştiriye çoğu kimse yanaşmaz.
masanın üstüne kendi bedenini koyacaksın ve hiç acımadan ve elin hiç titremeden vurabileceksin neşteri. taaa... en derin, en gizli, ayna karşısında bile suratına dik dik bakarken kendi kendine itiraf etmeye korktuğun, şuurunun en derin, en karanlık köşelerinde saklanmış düşüncelerini, anılarını, korkularını, nefret ve kinlerini, sevgi ve ihtiraslarını beyninin o grift labirentlerinden gün ışığına çıkartacaksın. kolay iş değil... öyle her önüne gelen yazamaz... yazmaz. hele, tanrı korusun, özeleştiriye çoğu kimse yanaşmaz.