Literatür Yayınları, bir ilke imza atarak, e-devlet ve e-demokrasi kavramlarını Türkiye açısından çözümleyen, ülke için hayati önem taşıyan bir dönüşümü ele alan bir araştırma yayınladı.E-Devlet, E-Demokrasi ve Türkiye, ekonomik olarak verimsiz ve etkisiz hale gelmiş, yurttaş katılımına ve denetimine kapalı, kötü kullanım ve yolsuzluk mekanizmalarına açık, dolayısıyla sosyal adalet ve fayda sunmayan mevcut kamu yönetiminin yeniden icadını öneriyor...Bilişim ve genelde iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi, küreselleşmenin etkileri ve ağ ekonomilerinin yarattığı değişimler, sanayi devriminin paradigmalarını da dönüşüme uğrattı. Bu paradigmaların bir ürünü olan hiyerarşik organizasyon modelleri üzerinde gelişen kamu yönetimleri, bir yandan devasa yapılar halinde büyürken, ters orantılı olarak verimliliklerini ve etkililiklerini de kaybetmeye başladı. Kamu yönetiminin mevcut örgütlenmesi, yurttaş denetimi ve katılımına kapalı bir yapı sunmakta, dolayısıyla yönetilebilir olmaktan çıkmaktadır.Çağımızın bilgi ile karakterize edilen toplumsal yapısı içinde, yönetilebilirlik bilginin paylaşımıyla mümkün olmaktadır. Bilginin paylaşımı iktidarın paylaşımıdır. Bu bağlamda, bilginin en üst düzeyde paylaşımını mümkün kılan bilişim ve iletişim teknolojilerinin, gerek verimlilik ve etkililiğin artırılması gerekse demokratik denetim ve katılım imkanlarının zenginleştirilmesi amacıyla yönetsel süreçlere entegrasyonu s+H2 bilgi devriminin paradigmalarına uygun bir kamu yönetim modeli ortaya çıkmıştır.Bu modelin adı elektronik devlet, ya da yaygın kullanımıyla e-devlettir. En geniş anlamıyla e-devlet, gayri merkezi ve yatay koordinasyona dayalı katılımcı bir yönetsel organizasyon modeli olarak ağ yönetişimi (veya e-yönetişim) temelinde örgütlenmiş; tüm kamu yönetim birimlerinin birbirleri arasında bağlantılı ve yurttaşların erişimine açık olduğu; bilişim ve iletişim teknolojilerinin etkin kullanımıyla kamu hizmetlerinin en az maliyet ve emek karşılığında en kaliteli bir biçimde üretilmesini sağlayan; yani fiyat/kalite performansı ölçütlerine uygun bir biçimde yedi gün/yirmi dört saat hizmet sürekliliğine sahip; nihai hedefi yurttaşların demokratik sürece katılım imkanlarının güçlendirilmesi bakımından e-demokrasinin tesisi olan bir kamu yönetim biçimidir.Türkiye geleceğini belirleyecek bir yol ayrımında bulunuyor. Bir yanda özgürlük ve refahı ipotek altına alınmış bir ülke; öte yanda yolsuzluk ve israf ekonomisinden kurtulmuş, ülke kalkınmasını demokratik temeller üzerinde inşa eden, geleceğine güvenle bakan bir Türkiye... Türkiye acilen bilim ve teknoloji alanındaki ulusal politikalarını gözden geçirmek, güçlü bir bilişim seferberliği başlatmak, insani ve ekonomik kalkınmasını demokratik bir temelde hayata geçirmek zorundadır. Çünkü her geçen gün, hem dünya ile arasında hem de ulusal sınırları içinde giderek kapatılması güçleşen bir uçurum belirmektedir. Bu uçurum, yalnızca dijital değil aynı zamanda insanidir.E-devlet modelinin hayata geçirilmesiyle ilgili olarak ülkemizin önündeki en büyük engel yönetime hakim olan zihniyettir, ekonomik veya teknolojik yetersizlik değil. Kapsamlı dönüşümü sağlayacak ulusal politikaların katılımcı bir düzeyde oluşturulması hayati öncelik taşımaktadır. Bu, yalnızca e-devlet uygulamalarını değil, ülkenin geleceğini de belirleyecek acil bir gündemdir.Özgür Uçkanın E-Devlet, E-Demokrasi ve Türkiye: Kamu Yönetiminin Yeniden Yapılanması İçin Strateji ve Politikalar I adlı çalışması, siyasal ve ekonomik zaaflarla işlemez duruma gelen ve yaşadığımız son ekonomik ve siyasi kriz ile iyice tıkanan kamu yönetiminin, güven ve meşruiyet krizini aşma imkanı sağlayacak bir paradigma dönüşümü ile yeniden yapılanması konusunda stratejik bir çerçeve önermek amacını taşımaktadır. Bu bağlamda, yönetişim, e-demokrasi gibi kavramlar çözümlenerek, e-devlet modeli siyasi ve teknik boyutlarıyla ele alınmakta, bilişim ve iletişim teknolojileriyle kalkınma arasındaki ilişki irdelenmektedir. Gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülke örneklerinin de ayrıntılı olarak ele alındığı çalışmanın temel eksenini, önerilen modelin yerleştirilmesi için gereken hukuksal, kurumsal ve teknik altyapının konumlandığı bir çerçevede, bilgi toplumuna dönüşüm hedefi oluşturmaktadır. eAvrupa Programı ve Türkiye′nin de dahil olduğu eAvrupa+ projesi kapsamında, eTürkiye girişimi mevcut uygulamalar açısından değerlendirilmekte ve demokratik bir kalkınma stratejisiyle nasıl geliştirilebileceği ele alınmaktadır.Ülkenin insani, sosyal ve ekonomik kalkınmasını sağlıklı bir temelde gerçekleştirmesi ve uluslararası düzlemde hak ettiği yeri alabilmesi için, e-Türkiye projesini bir ulusal seferberlik içinde hayata geçirmekten başka bir yol bulunmamaktadır. Adına ister′′ e-Türkiye′′ ister ′′bilgi toplumuna dönüşmek′′ diyelim, nicedir toplumun tüm kesimlerinin adını koymadan özlediği dönüşümün ruhsal, düşünsel ve maddi kaynakları bu ülkede mevcuttur. Bu ülkenin insanı, rızkına razı bir kul olmaktan çok daha fazlasını hak etmektedir.İstanbul Bilgi Üniversitesinde ağ ekonomisi, enformasyon yönetimi, elektronik iletişim tasarımı, iletişim kültürleri konularında eğitim veren, iletişim stratejileri danışmanlığı konusunda profesyonel çalışmalarının yanı sıra, sivil toplum kuruluşları bünyesinde bilgi toplumu politikaları ve bilişim hukuku alanında faaliyetlerde bulunan Özgür Uçkanın E-Devlet, E-Demokrasi ve Türkiye: Kamu Yönetiminin Yeniden Yapılanması İçin Strateji ve Politikalar I adlı araştırması, hem genel çerçeve hem de Türkiyenin özgün koşullarını kuşatan kapsam ve içeriğiyle, bu güncel ve küresel konuyu derinlemesine çözümlemesi bakımından ülkemizde bir ilki oluşturuyor. Çalışmayı, Türkiyenin bilgi toplumuna dönüşmesi gibi çok boyutlu bir konuyu sosyal, ekonomik ve siyasi nitelikleriyle çözümleyen, stratejiler geliştiren bir ikinci cilt izleyecek.
Literatür Yayınları, bir ilke imza atarak, e-devlet ve e-demokrasi kavramlarını Türkiye açısından çözümleyen, ülke için hayati önem taşıyan bir dönüşümü ele alan bir araştırma yayınladı.E-Devlet, E-Demokrasi ve Türkiye, ekonomik olarak verimsiz ve etkisiz hale gelmiş, yurttaş katılımına ve denetimine kapalı, kötü kullanım ve yolsuzluk mekanizmalarına açık, dolayısıyla sosyal adalet ve fayda sunmayan mevcut kamu yönetiminin yeniden icadını öneriyor...Bilişim ve genelde iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi, küreselleşmenin etkileri ve ağ ekonomilerinin yarattığı değişimler, sanayi devriminin paradigmalarını da dönüşüme uğrattı. Bu paradigmaların bir ürünü olan hiyerarşik organizasyon modelleri üzerinde gelişen kamu yönetimleri, bir yandan devasa yapılar halinde büyürken, ters orantılı olarak verimliliklerini ve etkililiklerini de kaybetmeye başladı. Kamu yönetiminin mevcut örgütlenmesi, yurttaş denetimi ve katılımına kapalı bir yapı sunmakta, dolayısıyla yönetilebilir olmaktan çıkmaktadır.Çağımızın bilgi ile karakterize edilen toplumsal yapısı içinde, yönetilebilirlik bilginin paylaşımıyla mümkün olmaktadır. Bilginin paylaşımı iktidarın paylaşımıdır. Bu bağlamda, bilginin en üst düzeyde paylaşımını mümkün kılan bilişim ve iletişim teknolojilerinin, gerek verimlilik ve etkililiğin artırılması gerekse demokratik denetim ve katılım imkanlarının zenginleştirilmesi amacıyla yönetsel süreçlere entegrasyonu s+H2 bilgi devriminin paradigmalarına uygun bir kamu yönetim modeli ortaya... tümünü göster