Edebiyatımızın Yol Haritası

Edebiyatımızın Yol Haritası adlı bu kitabıyla, inceleme, eleştiri ve denemeleriyle tanıdığımız Feridun Andaç, edebiyatımızın son yüzyıllık serüveninin yol haritasını çiziyor. Yazının ve hayatın sırlı yanlarının edebiyata yansıma boyutlarını yalın bir biçimde dile getiren yazar, okuru, bir bakıma, türler arası bir yolculuğa çıkarıyor. Özellikle öykü ve roman türlerinin gelişme süreçlerini, yazar ve yapıtların bu çizgideki yerlerini belirleyen Feridun Andaç, metinlerarası ilişkilerin yeni bir dil yaratmadaki boyutlarını da sergiliyor. Yazar bu çabasını şöyle dile getiriyor: Yazı, edebiyat, hayatın göstergesidir. Duruş yerimize, bakışımıza, varoluşumuzun izlerine, tarihsel/bireysel serüvenimize, ait olduklarımıza dair her bir ses, bir iz bununla adlandırılır. Sesten sese, renkten renge, sözden söze, insandan insana bununla ulaşırız; yeryüzü iklimlerini tanır, insanları kucaklar, coğrafyaları keşfederiz. İşte bu serüvenli yolculukta, söze, yazıya dair uğraklarımda edebiyat coğrafyamızın biçimlenişini irdelemeye çalıştım. Edebiyatımızın oluşumunu gösteren dönemlerin arka alanını, tarihsel/toplumsal değişim süreç ve dönemeçleri belirlediğim oluşumun biçimlenişinde etkin olan gerçeklikler, dönemin yazar-yapıt (hatta okur) bağlamında ele alınıp incelendi; yorumlanıp değerlendirildi. Edebiyat eleştirimizin edebiyat incelemeleriyle zenginleşip gelişebileceğine olan inancım, bu yazıların ibresi oldu diyebilirim. Edebiyatımızın Yol Haritası, bu konuyu merak edenlerin başucu kitabı olacaktır.

Edebiyatımızın Yol Haritası adlı bu kitabıyla, inceleme, eleştiri ve denemeleriyle tanıdığımız Feridun Andaç, edebiyatımızın son yüzyıllık serüveninin yol haritasını çiziyor. Yazının ve hayatın sırlı yanlarının edebiyata yansıma boyutlarını yalın bir biçimde dile getiren yazar, okuru, bir bakıma, türler arası bir yolculuğa çıkarıyor. Özellikle öykü ve roman türlerinin gelişme süreçlerini, yazar ve yapıtların bu çizgideki yerlerini belirleyen Feridun Andaç, metinlerarası ilişkilerin yeni bir dil yaratmadaki boyutlarını da sergiliyor. Yazar bu çabasını şöyle dile getiriyor: Yazı, edebiyat, hayatın göstergesidir. Duruş yerimize, bakışımıza, varoluşumuzun izlerine, tarihsel/bireysel serüvenimize, ait olduklarımıza dair her bir ses, bir iz bununla adlandırılır. Sesten sese, renkten renge, sözden söze, insandan insana bununla ulaşırız; yeryüzü iklimlerini tanır, insanları kucaklar, coğrafyaları keşfederiz. İşte bu serüvenli yolculukta, söze, yazıya dair uğraklarımda edebiyat coğrafyamızın biçimlenişini irdelemeye çalıştım. Edebiyatımızın oluşumunu gösteren dönemlerin arka alanını, tarihsel/toplumsal değişim süreç ve dönemeçleri belirlediğim oluşumun biçimlenişinde etkin olan gerçeklikler, dönemin yazar-yapıt (hatta okur) bağlamında ele alınıp incelendi; yorumlanıp değerlendirildi. Edebiyat eleştirimizin edebiyat incelemeleriyle zenginleşip gelişebileceğine olan inancım, bu yazıların ibresi oldu diyebilirim. Edebiyatımızın Yol Haritası, bu konuyu merak edenlerin başucu kitabı olacak... tümünü göster