Neyin bittiğini bilmeden, bitti diyoruz; neyin başladığını bilmeden başladı diyoruz. Her şeye hâkim olan insan, kendine hâkim değil. Kendi yarattığı boşlukta bir kayıp insan...İnsanlık ve dünya ürünü bu kayıpların... Herkes uyanık olmak zorunda, uyku yok. Çünkü kendinden başlayarak, herkes güvensizlik içinde. Sırtımızı dayayıp uyuduğumuz insan bizi tedirgin ediyor. Ağzımız acabalarla dolu, belkilertek yardımcımız. Birinden aldığımız bir şeyi, bir başkasına çok ucuza satabiliyoruz.Duygular, düşünceler mevcut piyasa içinde sürekli müşteri arıyor. Her şeyimiz satılık. Oysa ki sen gece boyunca bir rüyadan bir rüyaya geçip duruyorsun. Sabah uyandığın zaman sırtın sırılsıklam. Anlamsız bir düzensizlik baktığın her şeye hâkim, ruhun artık bildiklerinin kadavrası. Kafa yok, ağız var ve ağzın emrindeki cinsel organlarla bedenin sanayileştiği koca bir yüzyıl var önümüzde. Yaşa. ...Baudelaire gibi seslenmek istiyorsun, ama nafile: Geç kaldın, yıllanmış korkak, ölüm...
Neyin bittiğini bilmeden, bitti diyoruz; neyin başladığını bilmeden başladı diyoruz. Her şeye hâkim olan insan, kendine hâkim değil. Kendi yarattığı boşlukta bir kayıp insan...İnsanlık ve dünya ürünü bu kayıpların... Herkes uyanık olmak zorunda, uyku yok. Çünkü kendinden başlayarak, herkes güvensizlik içinde. Sırtımızı dayayıp uyuduğumuz insan bizi tedirgin ediyor. Ağzımız acabalarla dolu, belkilertek yardımcımız. Birinden aldığımız bir şeyi, bir başkasına çok ucuza satabiliyoruz.Duygular, düşünceler mevcut piyasa içinde sürekli müşteri arıyor. Her şeyimiz satılık. Oysa ki sen gece boyunca bir rüyadan bir rüyaya geçip duruyorsun. Sabah uyandığın zaman sırtın sırılsıklam. Anlamsız bir düzensizlik baktığın her şeye hâkim, ruhun artık bildiklerinin kadavrası. Kafa yok, ağız var ve ağzın emrindeki cinsel organlarla bedenin sanayileştiği koca bir yüzyıl var önümüzde. Yaşa. ...Baudelaire gibi seslenmek istiyorsun, ama nafile: Geç kaldın, yıllanmış korkak, ölüm...
466 sayfa