Ejder Kalesi Ve Nehrevan Cengi

Merd-i Meydan ejderhaya karşı. Yıldızsız bir gökyüzünde, rüyalara eşlik etti gece ve nihayet yerini kardeşi gündüze bıraktı. Cengaverlerin yola çıkma vaktiydi. Son hazırlıklar da tamamdı.Hz. Ali Heyya! Gazaya, vurmaya, vuruşmaya, ölürsek şehit kalırsak gazi olmaya, cenneti arzu eden kim varsa yanıma narasını atıp kafileye hareket emri verecekken bir ses duyuldu. Öyle bir sesti ki bu, korkunçlukta dünyada bir eşi daha bulunmazdı. Hz. Ali, derhal, kamplarının yakınında hayvan otlatan bir Mağribiye dönüp sesin nereden geldiğini sordu. Mağribi Ey yiğit diyerek başladı söze, İleride bir kuyu var. O kuyunun içinde bir ejderha oturur. Her sabah uykusundan uyanırken böyle gürültü yapar; sonra yüksek bir nara atar. Şimdi bütün kalelerde davullar çalınacaktır, çünkü ejderhanın narası öyle müthiştir ki işitenlerin kulaklarını sağır etmesinden korkarız. Fakat onun nara attığı sırada davullar çalınırsa, sesi kulaklara o kadar tesir etmez.Gerçekten de biraz sonra tüm kalelerden davul sesleri gelmeye başladı; arkasından gök gürlemesi, yıldırım düşmesi gibi korkunç bir nara duyuldu.Merd-i Meydan, sesin gürültüsüne aldırmadan bağırdı: Haydi arkadaşlar. Fırsatı kaçırmadan hemen ejderhanın üzerine hücum edelim. Ben, önden gidiyorum. Size ihtiyaç olursa haber ederim. Şimdilik burada bekleyin. Hz. Alinin, halkı korkuya salan ejderhaya karşı verdiği yiğitçe savaşın, destansı öyküsünü soluk soluğa bu kitapta okuyacaksınız!Hazırlayan: Beyhan DemirciResimleyen: Reza Hemmatirad

Merd-i Meydan ejderhaya karşı. Yıldızsız bir gökyüzünde, rüyalara eşlik etti gece ve nihayet yerini kardeşi gündüze bıraktı. Cengaverlerin yola çıkma vaktiydi. Son hazırlıklar da tamamdı.Hz. Ali Heyya! Gazaya, vurmaya, vuruşmaya, ölürsek şehit kalırsak gazi olmaya, cenneti arzu eden kim varsa yanıma narasını atıp kafileye hareket emri verecekken bir ses duyuldu. Öyle bir sesti ki bu, korkunçlukta dünyada bir eşi daha bulunmazdı. Hz. Ali, derhal, kamplarının yakınında hayvan otlatan bir Mağribiye dönüp sesin nereden geldiğini sordu. Mağribi Ey yiğit diyerek başladı söze, İleride bir kuyu var. O kuyunun içinde bir ejderha oturur. Her sabah uykusundan uyanırken böyle gürültü yapar; sonra yüksek bir nara atar. Şimdi bütün kalelerde davullar çalınacaktır, çünkü ejderhanın narası öyle müthiştir ki işitenlerin kulaklarını sağır etmesinden korkarız. Fakat onun nara attığı sırada davullar çalınırsa, sesi kulaklara o kadar tesir etmez.Gerçekten de biraz sonra tüm kalelerden davul sesleri gelmeye başladı; arkasından gök gürlemesi, yıldırım düşmesi gibi korkunç bir nara duyuldu.Merd-i Meydan, sesin gürültüsüne aldırmadan bağırdı: Haydi arkadaşlar. Fırsatı kaçırmadan hemen ejderhanın üzerine hücum edelim. Ben, önden gidiyorum. Size ihtiyaç olursa haber ederim. Şimdilik burada bekleyin. Hz. Alinin, halkı korkuya salan ejderhaya karşı verdiği yiğitçe savaşın, destansı öyküsünü soluk soluğa bu kitapta okuyacaksınız!Hazırlayan: Beyhan DemirciResimleyen: Reza Hemmatirad


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
975-362-836-6

Etiketler: hikâye

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski