Arada bir o gelir, elleriyle, dudaklarıyla okşar, giderdi. Odamdan çıkmak istemezdim çoğu zaman, bazen de annemin yanından ayrılmak istemezdim. Annem odadan çıkarken, bende bir bahane bulup, takılırdım peşine, kuyruk gibi. Bazen de onunla odada baş başa kalmak isterdim. Ama evde birileri olmalıydı yine de; çünkü yalnızken yaptığı şey canımı acıtıyordu. Bir gün okulda rehberlik öğretmenim yanına çağırdı. Nedir, senin durumunda bir tuhaflık var. Hep dalgınsın, bir problemin mi var? demesiyle nasıl oldu anlamadım ama hiçbir zaman anlatamayacağımı düşündüğüm her şeyi bir bir anlattım. Hem de hiçbir şey saklamadan. Ondan sonrası ise acıtan bir süreçti. Okula annem çağırıldı. Öğretmenim ona anlatırken gözlerini kırpmadan dinledi. Hiç tepki vermedi. Sanki her şeyi biliyor gibiydi. Tek soru sordu:-Ne yapılabilir?Ondan sonrasında bende avukatlar, polis, bağıran, sonra ağlayan bir baba, mahkemeler ve onun hapishaneye girmesi. Ardından bizim başka şehre taşınmamız. Hatırlamak istemediğim çocukluk yıllarım. Bugünse hiç kimseye çocukluğumdan bahsetmiyorum. Yaşanmamış olsun isterdim. Yaşama 25 yaşından başlayabilmek için çok şey verirdim.Ensest, tarih boyunca farklı coğrafya ve toplumlarda bazen gizli bazen de açık yaşanmış, açıklanması ve irdelenmesi oldukça zor bir olgudur. Toplumsal gelenekler ve ahlaki baskılar nedeniyle bir türlü konuşulamayan bu konunun artık konuşulma ve üzerinde tartışılma zamanı gelmiştir. Toplumun baskısı ve önyargıları nedeniyle birçok çocuğun maruz kaldığı bu istismar türünü önlemenin başlıca yollarından birisi, toplumun bilinçlendirilmesi ve kimi bireylerde ortaya çıkan duygusal ve bilinçsel arızalara çareler aranmasıdır. Elinizdeki kitap, sağlıklı bireylerden oluşan bir toplumsal yapıya kavuşabilmek için mutlaka okunması gereken, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Kurucu Başkanı Prof. Dr. Oğuz Polatın sahip olduğu deneyim ve bilimsel yaklaşımla hazırlanmış bir eserdir.
Arada bir o gelir, elleriyle, dudaklarıyla okşar, giderdi. Odamdan çıkmak istemezdim çoğu zaman, bazen de annemin yanından ayrılmak istemezdim. Annem odadan çıkarken, bende bir bahane bulup, takılırdım peşine, kuyruk gibi. Bazen de onunla odada baş başa kalmak isterdim. Ama evde birileri olmalıydı yine de; çünkü yalnızken yaptığı şey canımı acıtıyordu. Bir gün okulda rehberlik öğretmenim yanına çağırdı. Nedir, senin durumunda bir tuhaflık var. Hep dalgınsın, bir problemin mi var? demesiyle nasıl oldu anlamadım ama hiçbir zaman anlatamayacağımı düşündüğüm her şeyi bir bir anlattım. Hem de hiçbir şey saklamadan. Ondan sonrası ise acıtan bir süreçti. Okula annem çağırıldı. Öğretmenim ona anlatırken gözlerini kırpmadan dinledi. Hiç tepki vermedi. Sanki her şeyi biliyor gibiydi. Tek soru sordu:-Ne yapılabilir?Ondan sonrasında bende avukatlar, polis, bağıran, sonra ağlayan bir baba, mahkemeler ve onun hapishaneye girmesi. Ardından bizim başka şehre taşınmamız. Hatırlamak istemediğim çocukluk yıllarım. Bugünse hiç kimseye çocukluğumdan bahsetmiyorum. Yaşanmamış olsun isterdim. Yaşama 25 yaşından başlayabilmek için çok şey verirdim.Ensest, tarih boyunca farklı coğrafya ve toplumlarda bazen gizli bazen de açık yaşanmış, açıklanması ve irdelenmesi oldukça zor bir olgudur. Toplumsal gelenekler ve ahlaki baskılar nedeniyle bir türlü konuşulamayan bu konunun artık konuşulma ve üzerinde tartışılma zamanı gelmiştir. Toplumun baskısı ve önyargıları nedeniyle birçok çocuğun maruz kaldığı bu i... tümünü göster
Karton Cilt, 288 sayfa
2006 tarihinde, Nokta Yayınları tarafından yayınlandı