Akılcılık hayaletinin izini sürmeye devam ediyoruz. Daha önce Akla VEDA, Zen ve Motorsiklet Bakım Sanatı, İktisadi Aklın Eleştirisi, Tarih ve Tin gibi kitapları yayımlayarak başlattığımız hakim Akıl paradigmasının eleştirilerek dönüştürülmesi uğraşına canalıcı önemde katkıda bulunan bir kitap Erkek Akıl. Yayımlanmasından kısa bir süre sonra feminist düşüncenin klasiklerinden biri konumuna yerleşmiş, hacmiyle kıyaslanamayacak ölçüde önemli bir çalışma...Bu kez odak, verili Akıl ideallerinin cinsiyetçiliği üzerinde. Bireylerin zihinlerini birbirinden ayıran olumsal tarihi koşulları aşan, herkesin paylaştığı bir Akıl özlemi, Batının felsefi mirasının, ahlaki ve siyasi ideallerinin temellerinde yatar. İşte Lloyd, Platondan Descartesa; Kant ve Hegel den Sartrea kadar bir dizi düşünürü ele alarak bu Akıl ideallerinin tarihsel olarak kadınlığı dışladığı ve kadınlığın kendisinin de böylesi bir dışlama süreci yoluyla oluşturulduğunu belirtiyor. Ona göre rasyonel bilgi her zaman kadınla eşleştirilen doğa güçlerinin bir tür aşılması, dönüştürülmesi veya kontrol altına alınması olarak; kadınlık da onun aştığı, tahakküm altına aldığı şey olarak anlaşılmıştır. Kadın erkek ayrımı felsefe geleneğinde bir değer ölçütü olarak iş görmüştür. Bu gelenekte erkeklik, düşüncenin erkeklik açık ve kesin, kadınlık ise ise muğlak ve belirsiz biçimleriyle ilişkilendirmiş; etkin, belirlenmiş ve düzenli formu temsil eden erkeğe karşı, kadın edilgen, belirlenmemiş ve düzensiz maddeyi temsil etmiştir. Bu geleneğin akıl kavrayışlarının erkeksiliği, bütün bunları talihsiz metaforlar akıl yürütme biçimlerini oluşturucu niteliktedir.Lloyd buna karşı çözümün akla kadınsı bir alternatif geliştirmek ya da aklın kadınsılaştırılması olmadığını vurgular. Aklın soğuk ve soyut karekterine karşı duyguların sıcaklığının, evrensellik iddialarına karşı kadınların kişisel ve tikel olana gösterdikleri özenin çıkarılmasının bir işe yaramak şöyle dursun, bizatihibu baskıcı geleneğin önemli bir bileşenini pekiştireceğini ileri sürer. Ona göre Akla yönetilen bu eleştiriler Batı felsefe geleneğindeki çok eski bir damarla süreklilik içindedir ve bu damarın temel kaygısı da miras alınmış Akıl ideallerinin derin yapılarını düşünümsel bilinç düzeyine çıkarmaktır.Felsefeyi, felsefenin içinde kalarak eleştirmenin nasıl mümkün olduğunu merak eden ve düşünme biçimlerine nüfuz etmiş cinsiyetçilikle kolaya kaçmadan mücadele etmek isteyenlere...
Akılcılık hayaletinin izini sürmeye devam ediyoruz. Daha önce Akla VEDA, Zen ve Motorsiklet Bakım Sanatı, İktisadi Aklın Eleştirisi, Tarih ve Tin gibi kitapları yayımlayarak başlattığımız hakim Akıl paradigmasının eleştirilerek dönüştürülmesi uğraşına canalıcı önemde katkıda bulunan bir kitap Erkek Akıl. Yayımlanmasından kısa bir süre sonra feminist düşüncenin klasiklerinden biri konumuna yerleşmiş, hacmiyle kıyaslanamayacak ölçüde önemli bir çalışma...Bu kez odak, verili Akıl ideallerinin cinsiyetçiliği üzerinde. Bireylerin zihinlerini birbirinden ayıran olumsal tarihi koşulları aşan, herkesin paylaştığı bir Akıl özlemi, Batının felsefi mirasının, ahlaki ve siyasi ideallerinin temellerinde yatar. İşte Lloyd, Platondan Descartesa; Kant ve Hegel den Sartrea kadar bir dizi düşünürü ele alarak bu Akıl ideallerinin tarihsel olarak kadınlığı dışladığı ve kadınlığın kendisinin de böylesi bir dışlama süreci yoluyla oluşturulduğunu belirtiyor. Ona göre rasyonel bilgi her zaman kadınla eşleştirilen doğa güçlerinin bir tür aşılması, dönüştürülmesi veya kontrol altına alınması olarak; kadınlık da onun aştığı, tahakküm altına aldığı şey olarak anlaşılmıştır. Kadın erkek ayrımı felsefe geleneğinde bir değer ölçütü olarak iş görmüştür. Bu gelenekte erkeklik, düşüncenin erkeklik açık ve kesin, kadınlık ise ise muğlak ve belirsiz biçimleriyle ilişkilendirmiş; etkin, belirlenmiş ve düzenli formu temsil eden erkeğe karşı, kadın edilgen, belirlenmemiş ve düzensiz maddeyi temsil etmiştir. Bu gel... tümünü göster