Bu kitap, erken modern dönem boyunca yoksulluğun ve sosyal çarpıklığın veya başka bir deyişle kilisenin öğretilerine uymayan bir hayat yolunu seçmek durumunda kalanların öyküsünü sunmaya çalışıyor. Robert Jütte, yoksulların kendi dünyalarını nasıl şekillendirdiklerini ele alıyor ve nihai meyveleri XIX. yüzyılda ortaya çıkan sistemli sosyal yardım programlarının gelişmini inceliyor. Bireysel reformcuların ıslah edici rolleri hakkındaki geçmiş dönemlerinde görülen geleneksel vurgunun tersine, Profesör Jütte'nin araştırması, diğer pek çok çalışmadan farklı olarak yoksullara ve içinde yaşadıkları sosyal, komünal ilişkiler ağının karmaşıklığına çok daha yakından bakmaktadır. Yalnızca yoksulluk yardımı alarak geçinenlerin değil, mahrumiyet çekmesine rağmen bir şekilde hayatta kalmanın yolunu bulmuş olan çok daha geniş kitlelerin hayatlarını ve bu kişilerin belirli toplumlar içinde hayatta kalmak için hangi yollara başvurduklarını mercek altına almaktadır. Yoksulların burada anlatılan yaşamlarının üzerinden iki yüzyıldan uzun bir süre geçmiş olmasına karşın, konu önemini halen korumaktadır. Geçmişte yoksulların yaşamlarına damga vuran değişiklikler ile modern Avrupalıların davranış ve eylemleri arasında bir ilişki kurulabilir; zira Avrupa'nın refah devletlerinin temelleri onların tecrübeleri üzerine inşa edilmiştir.
Bu kitap, erken modern dönem boyunca yoksulluğun ve sosyal çarpıklığın veya başka bir deyişle kilisenin öğretilerine uymayan bir hayat yolunu seçmek durumunda kalanların öyküsünü sunmaya çalışıyor. Robert Jütte, yoksulların kendi dünyalarını nasıl şekillendirdiklerini ele alıyor ve nihai meyveleri XIX. yüzyılda ortaya çıkan sistemli sosyal yardım programlarının gelişmini inceliyor. Bireysel reformcuların ıslah edici rolleri hakkındaki geçmiş dönemlerinde görülen geleneksel vurgunun tersine, Profesör Jütte'nin araştırması, diğer pek çok çalışmadan farklı olarak yoksullara ve içinde yaşadıkları sosyal, komünal ilişkiler ağının karmaşıklığına çok daha yakından bakmaktadır. Yalnızca yoksulluk yardımı alarak geçinenlerin değil, mahrumiyet çekmesine rağmen bir şekilde hayatta kalmanın yolunu bulmuş olan çok daha geniş kitlelerin hayatlarını ve bu kişilerin belirli toplumlar içinde hayatta kalmak için hangi yollara başvurduklarını mercek altına almaktadır. Yoksulların burada anlatılan yaşamlarının üzerinden iki yüzyıldan uzun bir süre geçmiş olmasına karşın, konu önemini halen korumaktadır. Geçmişte yoksulların yaşamlarına damga vuran değişiklikler ile modern Avrupalıların davranış ve eylemleri arasında bir ilişki kurulabilir; zira Avrupa'nın refah devletlerinin temelleri onların tecrübeleri üzerine inşa edilmiştir.
Karton Cilt, 270 sayfa
Ekim2011 tarihinde, Boğaziçi Üniversitesi tarafından yayınlandı